Ay Günlüğü
Sunuş
yıldızlardır üzerimize düşen kırık ay taşları... * Gelmelerin ve gitmelerin arasına sıkıştırılmış adı hilal bir yalnızlıktı gözlerin. Ay günlüğünde bir adım uzaktaydık aşka; belki bir adım daha yakın... * Yakamozların ışıltılı yollarında içimde dört nala koşan atlar var. Nal seslerini duyuyor musun? Bakır yüzlü, tunç bilekli süvarilerin örste dövülen yürekleri midir bu tan kızıllığı? Yoksa cesaret midir? Kamçısını sallayan aşka teninde soluk soluğa at koştururken... * Serin bir rüzgarı getirmişti yanında eğilip usulca okşadım yelelerini... İçim de soluksuz arzuları kovalarken dört nala yalnızlığım en militan yanımda intihar eden ateş böcekleri... ..... 2 Kıyıları hançerlenmiş akşamlar yüreğine saplı deniz kaybolan gemilerin mendireğinde giden uyku... Yalnızlığın güncesi kırık aynalarda param parça bir begonya gülüşü... Tütün kokan uzaklar ay yüzlü akşamlar en keskin kılıçlarıyla kınında uyuyan mısralar... 3 Varlık- saflık, yalan- gerçek, göç- kuş, aşk- biber, umut- ölüm, mutluluk- özlem... Açar içimizde gelin çiçekleri günahlarımızla el ele yürürüz yürürüz denize çıkar tüm yollar... Ayazda çobanların söndürmeyi unuttuğu dağ ateşleri gibi bir odun atsan tutuşacak düşler çevrilir kilit açılır öbür zamana aynalar çakar kibritini küçük kız kanatları gölge kuşlar uçar kalbimin duvarlarında... 4 Uyanırsın! Adına aşk denen bir depremle gecenin geç ve tenha saatlerinde bir kaçışa ömrünün kadranında akrep misali... İki göz arası ela bir zamanda kalbinde ay depremleri 5 Gelmek ve gitmek arası med-cezir takvimlerinde kum saatinden akan zaman. Bir yanda biriken bir yanda tükenen yazgısı kırmızıyla yazılmış mürekkebi karanfil düşler... Hüzün atlasında deniz koyuluğunda gözlerin. Şafak sökerken kar beyazı penceremize asılmış dolunaydır umut... 2007/Tevn Yayınları’nca aynı adla kitaplaşmıştır.. |