Var olunuz Üstadım!
Saygılar ve selamlar bizden size olsun...
Ozan yüreğiniz, yazan kaleminiz daim olsun...

Hakikaten hâlimi anlattım... Veya anlatmaya çalıştım diyelim...
Çünkü, öylesine anlaşılmaz ki insanın hâli/hâlleri...
İnsan kendini dahi anlayamıyor çoğu zaman...

Ben size teşekkür ederim...
Güzel baktığınız, güzel gördüğünüz ve güzel gösterdiğiniz için...

Saygılar,selamlar...

Güzel olan; Güzel gören gözler, gönüllerdir...

Saygılar bizden size olsun...

Her hâlinizle güzellikler içinde olunuz inşallah...
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için...
Saygılar, selamlar...

yorumda harika...
yüreğinize sağlık,harika yüreğe saygılar...

Harika olan sizin gönlünüz... O yüzden harika olarak görüyor...

Hani;"Leyla Leyla dediğin bu muydu!" diyenlere diyor ya Mecnun;
"Siz O' nu bir de benim gözlerimle görün"

Leyla aynı Leyla.. Ama O' nu "Leyla" eden göz yalnızca Mecnun' da...

Saygılar,selamlar

"Ancak bu kadar kısa,öz ve çarpıcı ifade edilebilirdi..."

Hayat kısa ve özümüz çarpılmış BiR kere...
Ve BiR ile çarpılan her sayı ancak KeNDi eder... :)

ÖZ, kendi gibi olana ÖZlem duyar...

İnşallah özümüz-sözümüz Bir olsun şu imtihan dünyasında...

Selam ve dua ile...

Teşekkür ederim katılımız için... Saygılar...

Değerli Şükran hanım, eleştirinize katılıyor ve benimyazdığım bu şiir hiç dikkate değer bulunmamışken, dizelerde bazen büyük bazen küçük harf kullanmak gibi bir sıradanlık ile yazılan şiirin günü şiiri olması beni de inanın çok düşündürdü?

Yazan yazmış olabilir de seçen de hiç mi kusur yok sorusu da analitik olarak beynimde oluştu.

Saygılarımla.


SENİNLE GÖZ GÖZE GELDİĞİM ANDA


Seninle göz göze geldiğim anda
İçimde çiçekler açar sevdiğim
Bir yanım yaz olur, bahar bir yanda
Ruhum kanatlanır, uçar sevdiğim


Bu ne güzelliktir, hayran eylersin
İrem Bağları’nı seyran eylersin
Düğün dernek kurar, bayram eylersin
Gözün gönle neşe saçar sevdiğim


İster gerçek, ister düşümde olsun
O bakışın her an gönlüme dolsun
Seni arayanlar, kâlbimde bulsun
Gönlüm, ’Kal!’ der, kapı açar sevdiğim


Güne gün ekledim, seni bekledim
Aşkla hasretini kâlbe yükledim
Azalan yanımı senle denkledim
Bu gönül gözüne düçâr sevdiğim


Gittin de gelmedin, ona yanarım
Hayâl mi gerçek mi, düşe kanarım
Gün batar, ay doğar, seni anarım
Yârden ayrı düşen, göçer sevdiğim


Göz gözü okursa, söze ne hacet
Bakışın nâr iken, köze ne hacet
Aşk bir yokuş yolsa, düze ne hacet
Seni seven, serden geçer sevdiğim


Verdiğimiz sözler yerin bulmadı
Kurduğumuz hayâl gerçek olmadı
Sana düşen gönül, murad almadı
Kendi benim gibi naçâr sevdiğim


Felek gözümdeki yaştan utansın
Sendeki göz ile kaştan utansın
Başımda dikili taştan utansın
Mezarım da güller açar sevdiğim


Dinmiyor gözünden kâlbime çağrı
Kâlbimin içinde tükenmez ağrı
Aktaş çile çeker, yanmaz mı bağrı
Bu ömür nafile geçer sevdiğim


Şaban AKTAŞ
22.12.2014


Fotoğraf: Ş. Aktaş

Merhaba,
Faydalanmak adına değerli yorumlarınızı okudum. Ben yazmaya yeni başladım sayılır. Şükran Hanım'a kısmen katılıyorum. Hece şiirlerinden yeni bir şey söylemeyen veya duygu geçiremeyen şiirler bir de bilindik kafiyeler kullanılmışsa kabak tadı veriyor.

Ancak belirttiğim gibi eğer yeni bir şey söyleme gayesi varsa veya teknik kurallar dahilinde duygu aktarabiliyorsa ben bu şiirleri ayrı tutarım.

Yoksa baktığınız zaman dildeki kafiyeli sözcükler belli. Artmıyor, azalmıyor. Hece yerine serbest şiirlerden daha çok keyif aldığını söylemek de bambaşka bir şey zaten.

Şu anki bakış açıma göre böyle düşünüyorum. Paylaşmak istedim.
Saygılar,

Ey Güzel Can, Ey Güzel İnsan...
Estağfurullah! Ne kırgınlığı!
Siz gibi Değerli Bir Kalem, Değerli bir gönül!
Göz nuru dökmüş okumuş, dahası emek vermiş, zaman harcamış...
Daha güzel olsun diye yol göstermiş...

Sonra da; "Ola ki kırılmıştır!" diye bir daha yorulmuş açıklama yazmış...

Kırılmak şöyle dursun, katılımınızdan onur duyduğumu bilmenizi isterim.
Her harfinize minnettarım...
Hakkınızı helâl ediniz...
Çünkü benim vesilemle asıl sizin gönlünüz kırıldı...
Oysa ki ben, bir gönül kırılmasındansa hiç bir şey yazmamayı tercih ederdim...
Çünkü benim yazmaktan maksadım gönüllere girmektir...
Gönüller kırmak değil...

Gönül HaK' ın MeKâNı' dır...
Öyle bildiğimiz, öyle inandığımız içindir ki gönül sesimiz ne derse onu yazarız biz.

Acizane ben, öyle sanıldığı gibi uzun uzun düşünerek şiirler yazan bir şair değilim. Değerli Kurul Üyeleri' nin değer verip seçtiği bu mısralar dün belirtilen saatte gönlümden gelen sesleri on dakikada kağıda dökmekten ibarettir.

Siz eleştirilerinizde yerden göğe haklısınız.Hata benim!
Çünkü burası EDEBİYAT DEFTERİ...
Edebî değerlerin gözetilmesinin şart olduğu bir yer...
Ben ise bunu yapmadım....
Bu nedenle başta Kurul üyeleri olmak üzere tüm yazar ve şair dostlardan özür dilemeliyim...HâLimin mazur görülmesi umuduyla...

Olur ya! Nasip olursa bir gün bir şiir yazacağım.
Sizin için...
Size asla kırılmadığımı... Bilâkis! Bu tavrınızla gönlümde daha da yüceldiğinizi bilmeniz için...

Saygılarımı sunarım Üstadım....

Saygıdeğer Halim Bey Hocam, öncelikle nacizane eleştirimi olgunlukla karşıladığınız için teşekkürü borç bilirim.Şiirinizi çok beğendim.Kısıtlı zamanda sadece kısa bir eleştirisel yönden değimek istedim.Değerli açıklama içinde minnettarım.


Eğer bilmeden kırgınlığa neden olmuşsam bağışlayın lütfen.Ciddi anlamda biraz da eleştirisel yokluktan çıktığını düşünüyorum şiirimizde ki bazı boşlukların.


Bu düşünce çerçevesinde yazmış olduğuma inanın.Yoksa şiirlerinizi beğeniyle takip eden biriyim.Sizin gibi sağlam bir zeminde şiirini yükseltebilmiş birinin beni anlayabileceği ümidini taşıyordum ki hiç de yanılmadığımı cevabınızı okuyunca daha iyi anladım.Eksik olmayın. Selam ve saygılarımla.

Merhabalar Saygıdeğer Hocam,

Size sonsuz bir saygı duyduğumu ayrıca sevdiğinizi de biliyorum.Ve şu an ki Yorumuma karşı yorumunuzu da bütün iyi niyetimle aldım başımın üstüne koydum.Fikirlerime katılmış olmakla birlikte yine de Özünde Sen de kendi şiirlerinde böyle yapmışsın bak bazı şiirlere yapmış olduğun yorumlarda da bunları yazmışsın gibi açıklamalarınızı doğru görmekle birlikte nedenini anlamakta zorluk çektim doğrusu.

Kendi şiirimden başlayayım öncelikle açıklamaya, Şiirimin yazılma tarihlerine bakıldığında 2008 - 2009 .Bakın saygıdeğer hocam, size kendimi anlatacak halim yok ki dediğiniz gibi siz de beni sitede en yakınen tanıyanlardansınız.


Şiire ne kadar meraklı olduğumu, araştırma yaptığımı, bu konuda ciddi anlamda kendim kadar diğer arkadaşlara da karınca kararınca gerek yorumlarımda gerekse özelden yardımda bulunduğumu da biliyorsunuz.Bilgi - bilinç geliştikçe kabuller ve uygulamalar yönünde sergilediğimiz tavırlarda değişmek zorunda.Bundan 6 YIL önceki bilinçle yazmış olduğum şiirimden vermiş olduğunuz örnek yine de bugün göz - söz -siz kafiyesi kadar yine değil bunu kabul edelim lütfen.Ama cidden yemin ederim artık hece şiirlerinde bu kadar sıradanlaşmış kafiyeleri görmek hepimizi rahatsız etmiyor mu ? Bugün ki şiir konusunda bende oluşmuş bilinçle yapılmış bir yorumuma hak verirken diğer yandan sende bunu yapmıştın demek bilemiyorum.Açıkcası kırıldım size. Artı şiirin başka bir yönünü eleştirmemişken ...

Yine diğer hece şiirlerine yapmış olduğum yorumlar...çifte standart diyorsunuz... Saygı değer hocam, bugün yeni heceye başlamış birinin hece şiirinde siz kalkıp da kafiye örgüsünün sesle ilişkisinden meydana gelebilecek bestesinden, kafiyelerin zenginliğinden, tam olmasından ya da hece nazım şekillerinden bahsedecek olsanız o insan bir daha hece yazamaz ...

Öz nitelik olarak şiirlere yaptığım yorumlarda bunlara dikkat ederken aynı zaman da zamanımın kısıtlılığı ya da o gün ki psikolojik durumumun eleştirisel yoruma izin vermeyişi gibi sebepleri de eklersek sizin deyiminizle çifte standart vari bir durum ortaya çıkıyor.

Bu şiirde de saygı değer şairimizin şiir bilgisi ve kapasitesi eleştiriyi kaldırabilecek düzeyde gördüğüm ayrıca vitrine asılmış bir şiirde yapılan eleştirinin daha fazla kişiye hitap ettiği de düşünülürse hiçbir şekilde kendileriyle şahsi bir husumet olmaksızın tamamen sayın şairimizin gözünden kaçtığını düşündüğüm bir hususu hatırlatmak aynı zaman da da heceye yeni başlayan arkadaşlara minicik bir kulağa küpe sunmak istedim..Bütün amacım buydu.

Kabul ediyorum.Ne diyeyim.Büyüğümüzsünüz. Saygı duyduğum sevdiğim insanlardansınız.Allah razı olsun sizden.


Selam ve saygılarımla.

Günün şiirleri en çok dikkat çeken şiirlerdir elbette. Daha çok üye tarafından okunur ve yorumlanırlar. Buradaki yorumlar da en az şiirler kadar tâkip edilir ve verilen mesajlar bir şekilde değerlendirilir. Ve bizler de bilgi birikimimiz doğrultusunda görüşlerimizi yazarız ki; hem şair hem de okuyanlar eğer alma niyetinde iseler alabileceklerini alsınlar…

Şükran Hanım,
Bilirsiniz ki biraz meraklı ve hece şiir adına olanı biteni tâkip etmeyi seven biriyim.
Büyük harfler konusunda yazdıklarınıza şüphesiz katılıyorum. Kafiye konusunda da söyledikleriniz ( yani kolay kafiye, sıradanlaşmış kafiye, çok kullanılmış ve âdeta bıkkınlık veren kafiyeler ) e katılmamak mümkün değil. Elimizden geldiğince daha kaliteli şiirler üretmek için dikkat etmemiz gerekiyor elbette.

Yorumunuzu görünce “ acaba Şükran Hanımın şiirlerinde ne var ne yok” diye bir baktım güne gelen şiirlerinizden bazılarına..(elbette hece olanlara)


09/2009

“ Akkor yağmuru yağar kül rengi mah yüzlere
Lâhzada can sağılır, feryat sızar közlere

Lûtfuna yok mihneti asla ekleyemezsin
Gurbet olmuş kalbinde onu bekleyemezsin

Sarmış ışık hep cevri şavkında var zift tadı
Düğümlenir kalırsın, ezgindir aşkın yâdı

Vâcip kılınan sonla bahtına gülemezsin
Dert zulası gönlünde deva ne bilemezsin
Şeydâ mağduru kalple maziyi silemezsin”

***

Yüz /köz – ekle/bekle – tadı/yadı – gül/bil/sil…
Bunlar sıradan kafiye değil mi?


08/2009

“Süresiz tehirli kalp kimseye minnet etmez
Yaşananlar gözümden ebedi elbet gitmez”

***

Et/git..

Ya bu?



07/2009

“Nefesim yetmez artık ; sözlerin ölüm, öze
Aldanış vardır artık; kalmaz tahammül gize
Derman bırakmaz artık; yalanların zûl; bize
İtikat salmaz artık; aldanmış gönül, söze
Kara çalınmış artık; sende ki mesûl, yüze

İntihar yazar artık; aşktan açan gül, güze
Dönemez asla artık; rüzgârında kül, köze”

***

Ayakların tamamı bunlardan oluşmuş..Bunlar zor kafiye mi?

Üstelik bu üç şiirde 7+7 hece ölçüsüne göre yazılmış..Yani bugün eleştirdiğiniz şiirden daha avantajlı bir hece ölçüsü…

Demek ki kullanılabiliyor….


Peki, bu tür kolay kafiyeleri kullananlara ne demişsiniz acaba?

1-

Şiirdeki bazı kafiyeler:
“…………………………….akıyorsun.
……………………………..yakıyorsun.
……………………………. bakıyorsun.
……………………………. çıkıyorsun.
……………………………. dikiyorsun.
……………………………. şakıyorsun.
……………………………. takıyorsun.

…………………………… atana,
……………………………. yatana

…………………………….kalana,
……………………………alana,”

Yorumunuz:

“…..Şiiriniz çok değerliydi.Gönülden tebrik ederim……”

2-

Şiirdeki bazı kafiyeler:


……………. aştım
…………… düştüm
…………… şaştım

…………… eldesin
…………… teldesin
…………… dildesin

…………… gülleri
…………… elleri
…………… selleri

……………. batar
……………. yatar
……………..batar

…………… dağlar
…………… ağlar
…………… bağlar

Yorumunuz:

“…. Keşke türkü olarak da dinlemek nasip olsa ileride.Gönülden kutlarım yetkin kaleminizi….”

3-

…. çaldı
…. daldı
…. saldı
…..kaldı

… derde
… nerde

….görmemiş
….vermemiş
….girmemiş

….bitmedi
… gitmedi
… yetmedi

Yorumunuz:

“ … türkü tadında nitelikli bir eser okudum.Halkın gönül otağından kopmuş gelmiş o yüzyıllara mührünü vurmuş anadolu kokulu türkülerimizin tadı vardı dizelerinizde.Gönülden tebrik ederim.Yetkin kaleminiz var olsun …“

4-
Şiirdeki bazı kafiyeler:

…. gülleri seyret yâr ben de seni
….külleri seyret yâr ben de seni
… tülleri seyret yâr ben de seni.
….çölleri seyret yâr ben de seni
…yelleri seyret yâr ben de seni
… alları seyret yar ben de seni.


…. seherde
…. yerde

…. dermesin
…. vermesin
…. görmesin

…. yatalım
…. batalım
… satalım

… olmasın
… dolmasın
… solmasın

Yorumunuz:

“ …. nitelikli bir sevda şiiri okudum.
Halk edebiyatı formunda güzel bir koşmaydı.Var olsun emekleriniz…..”

****

Elbette ben sizi tanıyorum. Sizin asla art niyetli olmadığınızı da biliyorum. Ama herkes sizi benim kadar tanımaz ve “ neden çifte standart ? “ der…

Bu yüzden yazdıklarımız ve söylediklerimiz arasında bir denge olmak zorunda.

Öyle ya, buradaki şairin ne suçu var eğer bu kafiyelerde sorun yoksa?
Ya da, kafiyeler sorunlu ise diğer şairlerin ne ayrıcalığı var?

Eyvallah!

Üstadım! Teşekkür ederim.
Siz, baktığınız pencereden böyle görmekte haklısınız.
Elbette bir şair, şiirinin estetiğine dikkat etmeli, kafiye seçimlerini de özenle yapmalı ve edebî değerleri gözetmelidir vs.

Lâkin şu var ki; Ne ben bir şairim ve şair olmak gibi bir gayem var! Ne de estetik kaygılarla gönlüme gem vurmak gibi bir çabam!

Şiirimin başlığı HâLimce... İsmim Halim...
"HâL" in büyük yazılmasından maksat; Halim' in her HâL' inin kendine has oluşuna vurgu yapmaktır.

Başkaları benim HâLimi beğenir beğenmez bu onların bileceği iştir.
Ama kimse kimseye "Bu HâLde OL ma! Böyle hissetme!" deme hakkına sahip değildir.

Şiirde yaptığım gibi örneğin burada "OL" kelimesini büyük yazmamdan gaye; OL-aN' ı olduran BiR' i olduğuna...Ve her olanın O' nun; "OL" (KûN) SöZ' ü ile olduğuna inandığımı ve buna göre yaşadığıma işaret etmek içindir.

SöZ-GöZ; Güncel olarak KaFiye olmayabilir ama gönül için KaFi' dir...
Zira gönül, göz göze olabileceği bir gönül arar ve ÖZ' ünü SöZ' ü ile beyan eder o gönüle...

Bu benim dünyam... Ve bu dünyamda gönlüm GöZ-GöZe olabileceği ve ÖZ' ünü ve SöZünü anlayabileceği bir gönüle hasret...

Üstadım!
Böyle uzun uzun yazdığıma bakıp ta eleştirinize alındığımı ve kendimi savunmak için yazdığımı düşünmeyiniz... HâLimin beyanı olsun istedim... Ola ki siz Değerli Kalem gibi neden böyle yazdığımı merak edenler olabilir düşüncesiyle açıklamamı geniş tuttum biraz...

Saygılar....

Ben size teşekkür ederim Üstadım...
HâLimce HâLlerimi beğenmeniz ne hoş...

YâR YoLu' na KuRBaN' dır, aŞK' la alsın başımı,
İnsanı İNSAN eden BiR GöNüL paylaşımı...

Gönlümüzü paylaştık Gönlü bilenlerle...

Saygılar...