BEN BU GURBETİN
özümden çıkıp
gözümde toplandı kara bulut gibi duygularım az acı vereni bile simsiyah hasretin olanı o katran karası acısı mı kör bıçak yarası bulutların içinde şahikalar parladı gürültüsü şakaklarımda bitmek bilmez şu gecenin şafağında kokunu getiren rüzgar yağmurlar yağdırdı göz çanağım da kor taneleri gibi indi gözyaşlarım yanaklarımda sövdüm en ağırından gurbete sönmüş volkanı yakar gibi yokluğunu ateşe veresim geldi ardın sıra koşasım geldi hüzün külleri dolu yüreğim çatladı çatlayacak alevler içinde kaldı kahrımdan ölesim geldi |
Keyif aldım, kutluyorum.
Emeğinize, yüreğinize sağlık.
Bu güzel eserinizi bizlerle buluşturduğunuz için size çok teşekkür ediyorum.
Sevgi, saygı ve selamlarımla, hoşça kalın…
Sevgili ustama hatıram olsun, naçizane...
..............
Bu gurbeti serimize
Saranlara ne diyeyim
Hasta çökel dirimize
Yaranlara ne diyeyim
Böyle fırsat geçmez ele
Biraz daha derken hele
Akça gömlekleri ile
Varanlara ne diyeyim
Avu saçıp gölümüze
Hasret koyup gülümüze
Özlemleri gönlümüze
Vuranlara ne diyeyim
Atıp bizi bu dertlere
Sonra çıkıp davetlere
Muhtaç edip evetlere
Soranlara ne diyeyim
................
Çağlar ABDAL