Ülkemin yitip giden evlatları,onlar birer kıyamet çiçekleri...Çok çok acı,uyuşturucu ölüm demektir. kullanmayın, kullandırtmayın.
<3 <3 Kırmızı bir Seat Leon Signo kullanıyordu,çok çalışkan ve bir o kadar da içe dönük çekingen bir mizaca sahipti...Öyle başarılı bir öğrenciydi ki,kızların aklını başından alırdı...Annesini ve babasını elim bir trafik kazasın da kaybedince herşey bitti...Önce arabasını sattı,okulu bıraktı ve kayboldu... Birgün o acı haberle sarsıldık,yiğit izbe bir ören yerin de iki arkadaşıyla (golden shot) yani altın vuruş yapıp bütün sevenlerine hayatının sürprizini yapmıştı... Girdiği eroin komasının ardından hayatını kaybetti...
Şiirim,eroin’e yenik düşen yiğit ve nice yiğitlerin anısına...beyaz ölüm. kullananın herhangi bir şansı yok. karşınızda da dikilse, gözünüzün içine de baksa, şakalar yapıp kahkahalarla da gülse kanmayın. o ölmüştür. çoktan ölmüştür....
Bir gece vaktiydi; Yani dolunaydı, Dizlerim tir tir titriyordu. Dilimde en illegal cümleleri kuruyordum. Yaşadıklarımı unutmamak için Çocukluğumu hatırlamaya çalışıyordum.
Her gece yüreğimi yıpratıyordum, Kendi sesimi kalbimde boğuyordum; Ama anlamıyordunuz. Gencecik düşlerimi, En ideolojik imgelerle süslüyordum; Ama duymuyordunuz. Avuçlarımdan güvercinler uçuruyordum, Hiç olmayan özgürlüğüme; Fakat siz görmüyor dunuz.
Şeytan daha rüyalarıma bile girmeden, Yastığımın altındaki kıyamet çiçekleriyle uyuyordum. Serin ırmaklar geçiyordu düşlerimin içinden. Bütün kirlerimi yıkıyordum hayallerimde sanki Ve her ölüm haberinde cayır cayır yanıyordum. Bir gül gibi taşıyordum anamın o son öpücüğünü ellerimde; Ama bilmiyordunuz.
Gecelerin en ürkek yarılarında, Sokak başlarında beklerdi hep aynı karanlık. Hangi gayrimeşru bir ilişkinin piçiydi unuttum; Üniversiteyi işgal eden torbacının Bize dokunan kanlı dilleriyle, Üç beş kafadarla hep bir ağızdan, Avaz avaz, yüreklerini yırtarcasına “Allah yoktur” diye bağırdıklarını hatırlayıp, Kahroluyordum, duymuyordunuz.
Oysa bir zamanlar Gül ekerdim yüreğimin topraklarına, Bağlama çalar hoyrat okurdum. Kimseye çaktırmadan Yıldızlar çalardım gökyüzünden. Misal, günübirlik aşklarım da vardı benim. Siz hiç hayatınız da, İki yüz yirmi voltluk çığlıklar attınız mı? Tekme tokat giriştiğiniz oldu mu? Başınızı bir yerlere çarpmasın diye, Ellerinin arasında tuttuğunuz sevdanızla, Ölüp ölüp dirildiniz mi Bir bozlak avazında?
Yalnızlık saatlerindeki bağımlılığım, izbe örenler. Sarhoşluk kadar ömrüm olsaydı keşke anne Ve bir mitralyöz gibi patlamasaydı damarlarım da kıyamet çiçekleri. Zemheride ateş olup yanmasaydı ruhum… Söyle anne, gül kurusu akşamlara takılı kalan anılar hatırına. Ölmek, ardımda bir uçurum gibi bırakıp gitmek midir hayatı?
Oysa acayip düşlerim vardı, anlatsam inanmazsınız. Aşkı aşk gibi yaşayacaktım, ölümü ölüm gibi. Can çekişmelerden muaf olacaktı ellerim. Misal; analar bir daha ağlamayacaktı. Avuçlarım da günahkâr günlerimden kalma, En serseri sevinçlerimi toplayıp, Saklambaç oynadığım çocukluğumla geldim. Şimdi saklayın beni kendimden, Ya da öldürün, o acı günlere geri göndermeyin, Şah damarını kestiğiniz gençliğim gibi. Bu son gecemde rüzgâr, Bir yalnızlık gibi dağıtırken anılarımı İzbe bir örende, Eroine takas ettim bütün yarınlarımı…
Peri Feride Özbilge
20.12.2014
Değrli üstad suskunbiradam (Turgay COŞKUN) ustama,şiirime hayat verdiği için çok çok teşekkür ederim...Yüreğinize emeğinize sağlık efendim....saygılarımla
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
misafiriniz oldum duyma için bilmek için en illagal cümlelerle kolkola gezdim korkularında çok keyifli ve hüzünlü bir gezintiydi yüreğinize sağlık hoşbuldum peri hanım
Yalnızlık saatlerindeki bağımlılığım, izbe örenler. Sarhoşluk kadar ömrüm olsaydı keşke anne Ve bir mitralyöz gibi patlamasaydı damarlarım da kıyamet çiçekleri. Zemheride ateş olup yanmasaydı ruhum… Söyle anne, gül kurusu akşamlara takılı kalan anılar hatırına. Ölmek, ardımda bir uçurum gibi bırakıp gitmek midir hayatı?
Hem şiir hem de yorum mükemmeldi.kanayan yaralara parmak basıyorsunuz ya süpersiniz.Yüreğinize sağlık şairem.saygılar.
ncelikle çok güzel dizeler var ancak bazı sözcükler şiirden çıkarılsa anlama bozulmadığı gibi dahada güçlenecektir diye düşünüyorum örneğin 220 voltluk elektrik gibi teknik terimler anlam kaybına yol açmakta amaaaa genelolarak acılarla hüzünle dolu bir yaşamın öyküsü ve yansıması çok güzel dile gelmiş getirilmiş..yüreğine saglıkk
Varolun,yüreğinize sağlık değerli üstad,fikirlerinizi benimle paylaştığınız için ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... saygılarımla .....peri
Varolun,yüreğinize sağlık değerli üstad,fikirlerinizi benimle paylaştığınız için ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... saygılarımla .....peri
ncelikle çok güzel dizeler var ancak bazı sözcükler şiirden çıkarılsa anlama bozulmadığı gibi dahada güçlenecektir diye düşünüyorum örneğin 220 voltluk elektrik gibi teknik terimler anlam kaybına yol açmakta amaaaa genelolarak acılarla hüzünle dolu bir yaşamın öyküsü ve yansıması çok güzel dile gelmiş getirilmiş..yüreğine saglıkk
Varolun,yüreğinize sağlık değerli şiir dostu,hoşdeldiniz yeniden,onur verdiniz...yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz,benim için vurgularınız çok doğru ve kıymetli...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... peri
Varolun,yüreğinize sağlık değerli şiir dostu,hoşdeldiniz yeniden,onur verdiniz...yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz,benim için vurgularınız çok doğru ve kıymetli...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... peri
Varolun,yüreğinize sağlık değerli üstad,hoşdeldiniz,onur verdiniz...yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... saygılarımla .....peri
Varolun,yüreğinize sağlık değerli üstad,hoşdeldiniz,onur verdiniz...yorumunuz için çok teşekkür ederim,çok naziksiniz...şiir için de kalınız....huzur yoldaşınız olsun.... saygılarımla .....peri
Yaşam ne kadar garip İyileri birer birer harcıyor kötüler. Hem de hiç gözünü kırpmadan . Müthiş bir duygu yağmurunda ısladın beni de şair dost. Ne diyeceğimi bilemedim :(((((((
Değerli üstad,çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için...Sözleriniz de çok haklısınız...Bu kadar sıkıntının yürek burkan durumun arasın da küçücük bir tebessüm etmenizi sağlama isterim...Hayat çok zor ve meşekkatli fakat sürdürebilmek için bu hayatı gülümsemeye de ihtiyacımız var diyorum ve sizlerle paylaşıyorum.... '''' günün birinde bir esrarkeş, bir eroinman, bir kokain bağımlısı ve bir de alkolik dört arkadaş anahtarlarını evde unuttukları için eve giremez.kokain bağımlısı, bunun bir tuzak olduğunu, eve girmenin çok tehlikeli olacağını söyleyerek koşarak apartmandan dışarı çıkar. alkolik ise sinirlenerek kapıyı kırmaya çalışır. bağırışmaların ve gürültünün arasında eroinman "niye bu kadar uğraşıyorsun anahtar deliğinden girebiliriz" der. gecenin bir yarısı apartmanda bu kadar stres, gerilim ve adrenalin yaşanırken merdiven başına oturmuş esrarkeş onlara şöyle söyler "abi ne işimiz var içerde ne güzel muhabbet ediyoruz işte"'''
Değerli üstad,çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için...Sözleriniz de çok haklısınız...Bu kadar sıkıntının yürek burkan durumun arasın da küçücük bir tebessüm etmenizi sağlama isterim...Hayat çok zor ve meşekkatli fakat sürdürebilmek için bu hayatı gülümsemeye de ihtiyacımız var diyorum ve sizlerle paylaşıyorum.... '''' günün birinde bir esrarkeş, bir eroinman, bir kokain bağımlısı ve bir de alkolik dört arkadaş anahtarlarını evde unuttukları için eve giremez.kokain bağımlısı, bunun bir tuzak olduğunu, eve girmenin çok tehlikeli olacağını söyleyerek koşarak apartmandan dışarı çıkar. alkolik ise sinirlenerek kapıyı kırmaya çalışır. bağırışmaların ve gürültünün arasında eroinman "niye bu kadar uğraşıyorsun anahtar deliğinden girebiliriz" der. gecenin bir yarısı apartmanda bu kadar stres, gerilim ve adrenalin yaşanırken merdiven başına oturmuş esrarkeş onlara şöyle söyler "abi ne işimiz var içerde ne güzel muhabbet ediyoruz işte"'''
Değerli can dost,fabrikaların bile ürettiği eroin ülkede ve ihracatla dünyada belki de onbinlerce insanın ölümüne ya da hayatının kaymasına neden olmuştur.... Kabul edilemez derece çirkin bir gelir elde etme yöntemi bence...Ülkemin başında ki en büyük belalarınden biri ki zira artık madde bağımlılığı ilk öğretim çocuklarımıza kadar inmiştir...Yaratan her canı korusun...Teşekkür ederim kıymetli dostluğun için...selamlarımla...
Değerli can dost,fabrikaların bile ürettiği eroin ülkede ve ihracatla dünyada belki de onbinlerce insanın ölümüne ya da hayatının kaymasına neden olmuştur.... Kabul edilemez derece çirkin bir gelir elde etme yöntemi bence...Ülkemin başında ki en büyük belalarınden biri ki zira artık madde bağımlılığı ilk öğretim çocuklarımıza kadar inmiştir...Yaratan her canı korusun...Teşekkür ederim kıymetli dostluğun için...selamlarımla...
Çok sevgili şairem,canseven hanımefendi,çok çok teşekkür ederim...Son günler de hepimizi derinden etkileyen acınası bir durum,Kalbim de kocaman bir yara oluştu,her evlat bir çınardır,kıymet biçilmez ve ben o çınarların zalim ihtirasların masum oyuncakları olmalarına dayanamıyorum...Elimizden ne gelir ki...Gönül yurdunuzdan huzur eksilmesin...Gönlüm dolusu sevgilerimle
Çok sevgili şairem,canseven hanımefendi,çok çok teşekkür ederim...Son günler de hepimizi derinden etkileyen acınası bir durum,Kalbim de kocaman bir yara oluştu,her evlat bir çınardır,kıymet biçilmez ve ben o çınarların zalim ihtirasların masum oyuncakları olmalarına dayanamıyorum...Elimizden ne gelir ki...Gönül yurdunuzdan huzur eksilmesin...Gönlüm dolusu sevgilerimle
Değerli üstad,çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuza...Kendi yaşadığımız çevrede ve duyumlarımdan biliyorum...14-15-16 yaşlarındaki bebekliklerini ,çocukluklarını bildiğimiz gençleri cami bahçelerinde, petrol istasyonu, bar vs tuvaletlerinde bu pisliği içerken gördüklerini söylediklerin de içim sızlıyor. Kimisine dayak, kimisine nasihat... Sonuçta bildiklerini yapmaya devam ediyorlar çünkü yaşadıkları ülkede bildiklerinin ne kadar yanlış olduğunu onlara öğretecek, onları karanlıktan aydınlığa çıkaracak hiç kimse, hiçbir kurum-kademe yok. Aileler çaresiz ve perişan...Varını yoğunu canlarının parçasına harcıyorlar ama nafile..."1 kamyon yakalanırken 1000 kamyon geçiyor " Bu söylemlere asparagaz olarak bakmaya devam ediyorlar ve ne gariptir ki,zengin,fakir bilmiyor bu illet... 2 sene sonra %70'i eroinman bir gençlik gördüklerinde de ülkeyi o üst seviye entellektüel bakış açılarıyla eleştirmeye daha bir zevkle devam edeceklerdir... Şunu bilmiyorlar üstad,ya da göz yumuyorlar... O 1000 kamyonun 600'ü geçmiyor aslında, içerde patlıyor ...Malesef gül bahçesinde yaşamıyoruz ve içim kan ağlıyor...teşekkür ve saygılarımla efendim....
Değerli üstad,çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuza...Kendi yaşadığımız çevrede ve duyumlarımdan biliyorum...14-15-16 yaşlarındaki bebekliklerini ,çocukluklarını bildiğimiz gençleri cami bahçelerinde, petrol istasyonu, bar vs tuvaletlerinde bu pisliği içerken gördüklerini söylediklerin de içim sızlıyor. Kimisine dayak, kimisine nasihat... Sonuçta bildiklerini yapmaya devam ediyorlar çünkü yaşadıkları ülkede bildiklerinin ne kadar yanlış olduğunu onlara öğretecek, onları karanlıktan aydınlığa çıkaracak hiç kimse, hiçbir kurum-kademe yok. Aileler çaresiz ve perişan...Varını yoğunu canlarının parçasına harcıyorlar ama nafile..."1 kamyon yakalanırken 1000 kamyon geçiyor " Bu söylemlere asparagaz olarak bakmaya devam ediyorlar ve ne gariptir ki,zengin,fakir bilmiyor bu illet... 2 sene sonra %70'i eroinman bir gençlik gördüklerinde de ülkeyi o üst seviye entellektüel bakış açılarıyla eleştirmeye daha bir zevkle devam edeceklerdir... Şunu bilmiyorlar üstad,ya da göz yumuyorlar... O 1000 kamyonun 600'ü geçmiyor aslında, içerde patlıyor ...Malesef gül bahçesinde yaşamıyoruz ve içim kan ağlıyor...teşekkür ve saygılarımla efendim....
Değerli dost Peri hanım. Yine sosyal içerikli, yine kanayan bir yaramıza parmak basmışsın. İki gün önce borzai denilen yeni bir zehir çeşidiyle 18 yaşında bir gencimizi 401. Kurban olarak verdik. Eroinden ölenlerin sayısı bilinmiyor. Askerimizi polisimizi savunmasız suçsuz sabi supyan çocuklarımızı kurban verdiğimiz yetmiyor gibi, bilinçli trafik kazalarından ve uyuşturucudan kaybettiğimiz insan sayısı korkunç boyutlarda. Top yekün devlet ve millet olarak acil tedbirler almamız lazım. Çok önemli bir konuyu mükemmel bir şekilde şiirleştirip bize sunduğunuzdan dolayı size teşekür ediyor tepriklerimi sunuyorum. Konuyla ilğili ülkemizde gençlerimizi zehirleyenlerin tüm dünyanın belğelerle basına sunduğu detaylı bir bilğiyi alıntı yaparak ekliyorum.
Selam ve sayğılarımla.
Kriminolojik Araştırmalar
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ VE UYUŞTURUCU TİCARETİ: NAKROTERÖRİZM
Dar anlamda, mevcut yasal düzenin çeşitli şiddet eylemlerine başvurmak suretiyle değiştirilmek istenmesi olarak nitelendirilen terörizm faaliyetlerinin, en önemli gelir kaynakları arasında, geliri yüksek, tüketimin yapıldığı ülkelerde pazarlama ağı rahatlıkla kurulabilen ve bir önceki ticaretin riskini bir sonraki ticaret ile yok edilebilen uyuşturucu madde kaçakçılığı ticareti gelmektedir.
PKK Terör örgütü ülke içindeki uyuşturucu organizasyonlarının faaliyetlerine komisyon almak suretiyle katılmakta ve uyuşturucu maddelerin Avrupa ülkelerine sevk edilmesinde işbirliği yapmaktadır. Avrupa ülkesine yasal veya yasa dışı yollarla iş bulma vaadiyle veya iltica amaçlı olarak götürülenler ya da kendiliklerinden gidenler, polis güçlerine ihbar edilerek sınır dışı edilme tehdidiyle PKK terör örgütünce, bu ülkelerde sokak satıcıları olarak kullanılmışlardır. Örgüt elemanı olup Batı Avrupa ülkelerinde mülteci sıfatı ile yerleşmiş bulunan şahısların, bu işi yapmak üzere görevlendirildiği hususu çeşitli raporlarda belirtilmektedir.
PKK’nın uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı, verilen bilgiler ile uyuşturucu madde kaçakçılığından yakalanan şahısların ifadelerinden, yine uyuşturucu madde kaçakçılığına karışan şahısların terör örgütleri ile bağlantılı suç kayıtlarından, örgüt ve hücre evlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerden, ayrıca yine bu evlerde yapılan aramalarda ele geçirilen dokümanlardaki uyuşturucu alış verişinin para kayıtlarından çıkartılmıştır.
BM Uyuşturucu Kontrol Programı çerçevesinde, 29 Haziran-3 Temmuz 1998 tarihlerinde Beyrut'ta toplanan "Orta ve Yakın Doğu'da Yasadışı Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonu"nun nihai raporunda, PKK, narko-terör örgütlerine örnek olarak gösterilmiş, anılan örgüt ile diğer sınır-aşırı suç grupları arasında uyuşturucu trafiğinde açık bağlantılar olduğu belirtilmiştir.
ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları'nın 1995 ve 1996 yılında yayımladıkları raporlarında; PKK'nın terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelenmektedir. Yine ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 1998 raporunda, uyuşturucu ticaretinden PKK'nın sadece pay almadığı, söz konusu uyuşturucunun Avrupa'ya taşınmasında ve pazarlanmasında da doğrudan rol aldığı vurgulanmaktadır.
ABD Uluslararası Suç Değerlendirmesi raporunda, terör örgütü PKK’nın, Batı Avrupa ve Güneydoğu Anadolu’da eroin kaçakçılığı yaparak terörist faaliyetlerini finanse ettiği, soğuk savaşın sona ermesinden bu yana yasal ülke yönetimlerine karşı mücadele eden terörist ve aşırılık yanlısı örgütlerin, geleneksel organize suç grupları ve uyuşturucu kaçakçılarıyla giderek daha fazla iç içe geçerken, faaliyetlerini klasik ve yeni suç alanlarında yoğunlaştırdığı ve terör örgütü PKK’nın, Güneydoğu Anadolu’da da Türkiye’ye giren eroinden önemli gelir sağladığından bahsedilmektedir.
Paris Kriminoloji Enstitüsünün 1996 yılında hazırladığı “Tamil Eylam Özgürlük Kaplanları ve Kürdistan İşçi Partisi” adlı raporda, terör örgütü PKK’nın Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığı işlerini nasıl organize ettiğini elde edilen maddi delillere ve istihbari kaynaklara göre ortaya koymaktadır.
Söz konusu raporda, örgütün sözde üst düzey yöneticilerinin Terör örgütü PKK’nın uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerine ilişkin suçlamaları şiddetle reddettikleri ve bu konuda örgütün Avrupa basınının gündemini başka alana kaydırması için şiddetli yıldırma taktikleri (işgal edip oturma eylemi, mala zarar, darp tehdidi vs) uygulamaktan hiç çekinmedikleri belirtilmektedir. Bu raporda öncelikle “Altın Hilal” bölgesinden Türkiye, Balkanlar ve Eski Doğu Bloku ülkeleri üzerinden Avrupa’ya büyük miktarda uyuşturucu trafiğinin olduğu tespit edilmiş, bu uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin içinde de genellikle Güneydoğu Anadolu kökenli birçok terör örgütü PKK’nın sempatizanı kişinin yer aldığı belirtilmiştir.
Der Spiegel Dergisi, Aralık 95 tarihli sayısında bölücü PKK terör örgütünün “Almanya’da 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırarak bu paraları yine onlar aracılığıyla örgüte aktardıklarını” ve Hamburg St. George semtindeki cami civarının terör örgütünün bu amaçla en önemli buluşma yeri olduğunu da vurgulamıştır.
PKK, Afganistan’dan aldığı uyuşturucu hammaddesini İran gizli servisinin yardımıyla Irak üzerinden Suriye ve Lübnan’a taşırken, bir kısmını da İran’da kurulan imalathanelerde işlemektedir. İran, kendi ülkesinde uyuşturucuya ağır yasaklar koyarken, din ve rejim düşmanı olarak gördüğü Avrupa’ya taşınmasına göz yummaktadır. Büyük ölçüde Suriye’nin kontrolündeki Bekaa vadisinde işlenen uyuşturucular, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Almanya ve Hollanda üzerinden bütün Avrupa’ya ulaştırılmaktadır. Bu konuda zaman zaman diplomatik yollar kullanılırken, kimi zaman da Avrupa’da kurulmuş paravan şirketlerin aracılığına başvurulmaktadır.
INTERPOL’e göre; Türkiye ve Eski Doğu Bloku ülkeleri dahil kıta Avrupa’sında 1984-1993 arasındaki 10 yılda, 42 ton 442 kilo eroin ele geçirilmiştir. Bu miktarın %34’ü (14 ton 479 kilosu) Türk uyruklu uyuşturucu kaçakçılar üzerinde yakalanmıştır.
Avrupa’daki İnterpol Birimlerince Türk uyruklu şahıslar hakkında yapılan tüm yazışmaları derleyen Türkiye İnterpol Dairesine göre 1984-1993 arasındaki 10 yılda devrimci veya ayrılıkçı militan 503 Türk uyruklu şahıs başlangıçta uyuşturucu kaçakçılığı olaylarına girdiklerinden dolayı tahkikat konusu edilmişlerdir.
Farklı ülkelerin polis raporlarına göre toplamın %94,6’sı olan 298 şahıs ya PKK militanı ya da bu örgüte sıkı bağlı kişilerdir. Diğer 17 şahıs ise çeşitli Türk terörist gruplara ait ya da bunlara sıkı bağlı kişilerdir. (Paris Enstitüsü tarafından hazırlanan “Terörizm ve Politik Şiddet” başlıklı rapor)
298 terör örgütü PKK üyesi veya sempatizanından 154’ü Almanya, 82’si Türkiye, 17’si Hollanda, 12’si Çek Cumhuriyeti, 8’i Fransa, 7’si İtalya, 5’i İngiltere, 3'ü Belçika, İspanya, İsviçre’de ve 2'si de Danimarka ve Portekiz’de tutuklanmıştır.
İngiliz NCIS Teşkilatının PKK’nın 1993 yılı bütçesini, 38 milyon doları (tüm bütçenin %44’ü) uyuşturucudan olmak üzere toplam 430 milyon Fransız Frangı olarak tahmin ettiğini kısmen de olsa açıklamaktadır. Alman polisi de kendi çalışmaları ile; eroin kaçakçılığının, siyasi görüşleri olan ve diğer suçlarla da irtibatlı olan Türkiye’deki Kürt orijinli suç ailelerine, yılda 120 milyon dolardan fazla para getirdiğini hesaplamıştır.
Terör örgütü PKK’nın uyuşturucu madde kaçakçılığı ile bağlantısını gösteren kolluk güçlerince yapılan operasyonlar sonucu ele geçirilen örgüt elemanlarının beyanları da mevcuttur. Aralık 1990’da Adana’da yakalanan Zaide ÖZBEK ve Öznür DAĞ, “Bekaa’daki eğitimden sonra uyuşturucu kaçakçılığında görevlendirildiklerini ve bu amaçla seçilip eğitildiklerini” de anlatmışlardır.
06.05.1998 günü silahlı çete PKK’dan kaçarak 2. Jandarma Sınır Tabur Komutanlığına teslim olan Fettah DURSUN, 25.05.1998 günü zabıtaya verdiği ifadesinde ve Van Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan yargılamasında da doğruluğunu teyit ettiği ifadesinde; PKK örgütü elemanı Mehmet Ali METE’nin örgütün uyuşturucusunu satmakla görevli olduğunu, 1994 ve 1995 yılı içerisinde Mehmet Ali METE’nin değişik tarihlerde Yüksekova İlçesi Yediveren Köyü Pağeng bölgesine çağırdığı, Ferzinde ATASOY, Emirhan YAZGAN, Tahir BASKIN isimli uyuşturucu kaçakçılığı ile iştigal eden şahıslara satması için örgüte ait eroini verdiğini, bu şahısların örgütün eroinini satıp, parasını ödedikleri beyanında bulunmuştur.
OHAL Bölgesinde gerçekleştirilen 99 olay içerisinde terör örgütü PKK’ya yönelik olarak gerçekleştirilen 64 ayrı operasyonda ortaya çıkartılan sığınak ve hücre evlerinde çok miktarda silah, mühimmat ve örgüte ait malzeme ile birlikte ;
· 7 ton 710 kg. 1.5 gr. esrar,
· 2.484.003 kök Hint keneviri,
· 171 kg. 155 gr. eroin,
· 33 kg. baz morfin,
· 1 adet uyuşturucu imalathanesi ele geçirilmiştir.
Terör örgütü PKK ve uyuşturucu kaçakçılığının dış bağlantıları konusunda Örgüt için uyuşturucu ticareti; geliri yüksek, nakliyesi kolay, alıcısı bol, üretimi çok ve denetimsiz, pazarlama ağı kolay kurulabilen ve satılabilen bir özellik gösterdiğinden en cazip gelir kaynağı olarak görülmektedir.
Değerli üstad,ne güzeldi yorumuzu ve çok aydınlatıcıydı...Size ne kadar teşekkür etsem azdır...Yanımda olduğunuz ve kıymetli desteğiniz göz ardı edilemeyecel kadar değerli...Sizin de değindiğiniz gibi son yıllarda ülkemizdeki kullanım oranı enjeksiyon harici kullanım yöntemlerinin (folyo, corex) yaygınlaşması ile birlikte sanılanın aksine artmakta olan uyuşturucu madde, eskiden iç piyasada en tehlikeli uyuşturucu extacyidiymiş... fakat ex alanların bir anda erkekleşmesi tabiri caizse milletin kediyken aslan olup oraya buraya saldırması, birbirini kesmesi üzerine ex, ülke genelindeki küçük sokak satıcıları ve onların abilerinin çabalarıyla sokaklardan kaldırılıp yerine eroin dağıtılmaya başlanmış... eroinin hem bağımlılığının hem de doz fiyatının extacy'den daha yüksek olması bu şeytanın iblislerinin iştahlarını daha da kabartırken bu kurnazlar uzun vadede kazanacakları çok parayı düşünüp eroini damardan alacak olan bağımlılara mal satmama ilkesini benimsediler ... basit bir hesapla bunu açmak gerekirse: eğer kişi maddeyi damardan kullanırsa daha az dozla daha uzun tatmin yaşayacak ve daha hızlı tükenecek, fakat enjeksiyon dışı bir yöntemle kullanırsa daha çok dozla daha az kafa yaşarken günlük doz miktarını sürekli arttıracak fakat bunun yanında 6-7 ay yerine 2-3 senede fiziksel ve psikolojik tükenme yaşayacaktı,bu kadar ince hesap ediliyordu... Türkiye, son birkaç yıldır alıştıktan sonra varını yoğunu eroine yatıran hatta işe eroin için giden insanlarla dolu bir ülke olduğunu görüyoruz malesef, her ne kadar kimse fark etmese de... evet eroin aslında uzun yıllardır her şekilde kullanılıyordu yurdum piyasasında... kahvehanelerde oyun döndüren görünür de saygın bildiğimiz iblisler , elit bar - clublarda eğlenen kodamanlar paket paket marlboro sigaralarının içini malla doldurup eğlenceleri esnasında sigara görünümünde keyfile kullanıp sattı alıştırdı ve bağımlılığını artırdılar ve bu uğur da nice canlar yitti.... zararlarının toplumumuz tarafından fark edilmesi gençlerin ve alt tabakanın kullanımının yaygınlaşması ile oldu diyebiliriz esasında.... Ne acıdır üstad,inanın yüreğim yanıyor ve kanıyorum...Varolun nurolun üstad...Gönül yurdunuzun kapıları iyiliklere açılsın....en içten saygılarımla....peri
Değerli üstad,ne güzeldi yorumuzu ve çok aydınlatıcıydı...Size ne kadar teşekkür etsem azdır...Yanımda olduğunuz ve kıymetli desteğiniz göz ardı edilemeyecel kadar değerli...Sizin de değindiğiniz gibi son yıllarda ülkemizdeki kullanım oranı enjeksiyon harici kullanım yöntemlerinin (folyo, corex) yaygınlaşması ile birlikte sanılanın aksine artmakta olan uyuşturucu madde, eskiden iç piyasada en tehlikeli uyuşturucu extacyidiymiş... fakat ex alanların bir anda erkekleşmesi tabiri caizse milletin kediyken aslan olup oraya buraya saldırması, birbirini kesmesi üzerine ex, ülke genelindeki küçük sokak satıcıları ve onların abilerinin çabalarıyla sokaklardan kaldırılıp yerine eroin dağıtılmaya başlanmış... eroinin hem bağımlılığının hem de doz fiyatının extacy'den daha yüksek olması bu şeytanın iblislerinin iştahlarını daha da kabartırken bu kurnazlar uzun vadede kazanacakları çok parayı düşünüp eroini damardan alacak olan bağımlılara mal satmama ilkesini benimsediler ... basit bir hesapla bunu açmak gerekirse: eğer kişi maddeyi damardan kullanırsa daha az dozla daha uzun tatmin yaşayacak ve daha hızlı tükenecek, fakat enjeksiyon dışı bir yöntemle kullanırsa daha çok dozla daha az kafa yaşarken günlük doz miktarını sürekli arttıracak fakat bunun yanında 6-7 ay yerine 2-3 senede fiziksel ve psikolojik tükenme yaşayacaktı,bu kadar ince hesap ediliyordu... Türkiye, son birkaç yıldır alıştıktan sonra varını yoğunu eroine yatıran hatta işe eroin için giden insanlarla dolu bir ülke olduğunu görüyoruz malesef, her ne kadar kimse fark etmese de... evet eroin aslında uzun yıllardır her şekilde kullanılıyordu yurdum piyasasında... kahvehanelerde oyun döndüren görünür de saygın bildiğimiz iblisler , elit bar - clublarda eğlenen kodamanlar paket paket marlboro sigaralarının içini malla doldurup eğlenceleri esnasında sigara görünümünde keyfile kullanıp sattı alıştırdı ve bağımlılığını artırdılar ve bu uğur da nice canlar yitti.... zararlarının toplumumuz tarafından fark edilmesi gençlerin ve alt tabakanın kullanımının yaygınlaşması ile oldu diyebiliriz esasında.... Ne acıdır üstad,inanın yüreğim yanıyor ve kanıyorum...Varolun nurolun üstad...Gönül yurdunuzun kapıları iyiliklere açılsın....en içten saygılarımla....peri
kanayan yaraya parmak basmışınız bizler evlatlarımıza sahip çıkarken lanet baronları yakalamak devletimizin işi çıban başlarına neden se dünyada ulaşılamıyor
Üstadım,bu ismi genelleştirilmiş maddeleri kullanan insanlar özgürlük bağlamında incelendiğinde en zavallı durumda olan insanlar. kadın hakları, doğanın korunması, emekçi hakları, eş cinsel hakları, hayvan hakları gibi konularda örgütlü hareketler mevcutken, en azından benim bildiğim, ya da en azından türkiye de, uyuşturucu kullanma özgürlüğü ve kullanıcıların hakları konularında bir hareket yok. hem yasayla varolan engellemeler, uyuşturucu hakkında olumlayıcı konuşmanın bile suç sayılması; hem uyuşturucu kullanımının diğerlerine göre öncelik sırasında gerilerde kalması ve hem de uyuşturucu kullanan insanların kafalarının hep güzel olması ve güzel olmadığı zamanlarda da herhangi bir eylem yapmak yerine yine yeniden kafaya çalışılması, haklar ve özgürlükler konusunda büyük engel. kapatılıyorlar, dışlanıyorlar ama seslerini çıkaracak mecalleri ve onları onların yerine savunacak insanları yok. bedenlerine dışarıdan alacakları maddeler sayesinde algılarını değiştirme seçimi malesef imkansız.... bedenleri üzerindeki tasarruf tamamen tahakküm altında. bir yandan tamamıyla bu dünyanın fiziksel ve sosyal yasalarına tabi tutulup yaşamaya çalışırken, diğer yandan da algısal seviyede başka bir yerdeler. ortada böyle bir uzamsal antagonizma varken işleri de epey zor gibi zaten....Tbi sözlerinize katılmamaksa mümkün değil...Keşke birşeyler yapılabilseydik...
Üstadım,bu ismi genelleştirilmiş maddeleri kullanan insanlar özgürlük bağlamında incelendiğinde en zavallı durumda olan insanlar. kadın hakları, doğanın korunması, emekçi hakları, eş cinsel hakları, hayvan hakları gibi konularda örgütlü hareketler mevcutken, en azından benim bildiğim, ya da en azından türkiye de, uyuşturucu kullanma özgürlüğü ve kullanıcıların hakları konularında bir hareket yok. hem yasayla varolan engellemeler, uyuşturucu hakkında olumlayıcı konuşmanın bile suç sayılması; hem uyuşturucu kullanımının diğerlerine göre öncelik sırasında gerilerde kalması ve hem de uyuşturucu kullanan insanların kafalarının hep güzel olması ve güzel olmadığı zamanlarda da herhangi bir eylem yapmak yerine yine yeniden kafaya çalışılması, haklar ve özgürlükler konusunda büyük engel. kapatılıyorlar, dışlanıyorlar ama seslerini çıkaracak mecalleri ve onları onların yerine savunacak insanları yok. bedenlerine dışarıdan alacakları maddeler sayesinde algılarını değiştirme seçimi malesef imkansız.... bedenleri üzerindeki tasarruf tamamen tahakküm altında. bir yandan tamamıyla bu dünyanın fiziksel ve sosyal yasalarına tabi tutulup yaşamaya çalışırken, diğer yandan da algısal seviyede başka bir yerdeler. ortada böyle bir uzamsal antagonizma varken işleri de epey zor gibi zaten....Tbi sözlerinize katılmamaksa mümkün değil...Keşke birşeyler yapılabilseydik...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.