AŞK NEDİR ?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirin hikayesi:
Günaydın Gazetesi 1970 li yıllarda çok popülerdi. Tirajı yüksekti ve Hürriyet’le başa baş gidiyordu. Günaydın Gazetesi 1977 yılında "Aşk Nedir? bilin ve 10,000 lira kazanın" diye yurt çapında bir yarışma açtı.Ben bu yarışmaya katılmak istedim.Önce mevcut aşk ve sevgi şiirlerime baktım. Hiç birisi AŞKı tam olarak anlatmıyordu. Sonra AŞKın tarifini aramaya başladım. Acaba tam olarak AŞK neydi? Günlerce düşündüm.Yarışma da çook yaklaşmıştı. AŞKı tam olarak anlatan ve ödül kazanan bu şiirim İstanbul Tıp Fakültesi’nde doğdu. Ön dişimde bir dolgu vardı.Düştü.İşlerimin yoğun olması nedeniyle dişçiye gitme fırsatı bulamıyor, ağrı sızı da yapmadığından idare ediyordum. Bir gün sızlamaya başladı.Yüzüm şişti. Ağrılar dayanılmaz ve dişçiye gitmek kaçınılmaz oldu. Dişimi en iyi yaptırabileceğim bir yer, İstanbul Tıp Fakültesi’ne baş vurdum. Doktor "Ya çekim, ya ameliyat" dedi. Ameliyattan da çekimden de çok korkuyordum. Randevuma geldiğimde "Doktor uyuyor" dediler. Dişçiler daha önce de birkaç kez canımı yakmışlardı. Dişçi koltuğuna oturmaktan çekiniyordum. Doktoru uyandırınca da uykulu veya sinirli olabilirdi. Hem ağrı acı, hem de onun sinirini sitresini çekemezdim. Aman uyandırmayın, ben şuracıkta oturur beklerim, dedim. Beklerken Günaydın Gazetesi’ndeki yarışma aklıma geldi. Acaba "AŞK NEDİR" diye kendi kendime sordum. Bulduğum cevap aşağıdaki şiirimdi. Jüri Türkiye’nin dört bir yanından gelen cevapları değerlendirdi. Şiirim öncelikle ilk 50 arasına yer aldı ve gazetede yayınlandı. Sevindim, baya iyiyim, dedim.Sonra jüri bu seçilen 50 tarifi yeniden değerlendirdi, en güzel 10 tarifi seçti.Şiirim ilk 10 arasındaydı ve gazetede ikinci kez yayınlandı. Tabii ki bende daha büyük bir heyecan ve daha büyük bir sevinç...Sonra jüri en güzel tarifi halkın seçmesini istedi ve gazetede bir kupon yayınladı.Okuyucular bu kuponlarla en güzel tarifi belirlediler. Şiirim 3.kez gazetede yayınlandığında sevinçten havalarda uçuyordum.
Uykulu gözleri uykudan bezdiren
Mecnun olmayanı çölde gezdiren Şair olmayana şiir yazdıran AŞK işte o dur, AŞK o dur. Ferhat olmayana dağlar yardıran Aşık olmayana sazlar çaldıran Bazen ağlatan, bazen güldüren AŞK işte o dur, AŞK o dur. Sakin sakin durur iken coşturan Aşılmaz engelleri aştıran Hep yare, yare doğru koşturan AŞK işte o dur, AŞK o dur. Mustafa’m kısa keselim, yetişir Aşık olanın kalbi yanar tutuşur Anlayana bu tarifler yetişir AŞK işte o dur, AŞK o dur. Mustafa UZELLİ |