Neden ki yüreğim çürüğe çıkmış gibi…a h hayat a h gönlümün en halis yerinden söküşte çıkarılanlar bin parça edilip de saçılmış ortalık yerlere akarsu gibi dal dal da dağılmışlar ve… Tipi benliğimde de yok yazıyor bugün her şey bir zerre kadar göz ucu bakışların bir hükmünün olmadığı gibi gönlümün durumu yağmayan bir bulut siciminden istense de rahmetim kalmadı yürek delinmiş dibinden her anım duygularımın dumura uğrayışını düzeltmekle geçiyor ve bilmem bu kaçıncı yaz çiçeksiz geçti gitti ömrümden siz cenahların sapkın gibi düşüşünü bilir misiniz hikayem düştü kırmızı da elimden oysa ki “ben” adam gibi bir “ben”dim iyi…ve güzel de gülerdim gönlümün mazbut bahçesinde tüm çiçekler bir bir gelip kapıma sererlerdi sevgi postlarını ve itirazsız da beklerlerdi dağ gibiydim ve tüm çakallara da kafa tutardım çünkü hem narin hem de çok mertti o pak yüreğim ş i m d i her yanım yara bere çürük içinde indirildik merdivenlerden içe akıtılan gözyaşlarım bin bir dertle inlerken hüznümü yalnız yakalayıp da içimde ki son kırıntıları da yok etmeyin sakın koyun bir o kalsın içimde ki o küçük çocuk bari ona da sinsice göz koymayın belki de fark etmediniz Allaha açılan yüreği mi ve yakaran elleri mi? Belki de ben açık etmedim kendimi Olsun da bir rahatlık bile nasip olmadı bir kadir gecesi gece yarısı doğmuş şu kuluna doğruluk şarkıları hep dilimdeydi hiçte hiç düşmediler ki şu anda ağrılar girdabına tutulup kaldı ruhum her anda vicdansızca yokluyorlar başımı her bir yanda zebani alışı mı? doğruluk uçurumundan düşürülüyorum az biraz soluk arası verin de içime kahırla akıttığınız duyguları biraz da olsa dindire bileyim kara yürekli kadın Hikmetin hükmü elbette kaderimle yüzleşecek çek ellerini çek artık yeter üzerimden beni öz canımla da yoklama bırak beni bana bu huzurlu hayatım da saklı bilin ki her şeyden de çok emin ellerim bir de bu hayatımı sürükleyen ihlasımın kılına dokunmayın bir siz sizliğin içine duygularımı yavaşça bırakıverin belki de en çok istirahat onun hakkı kimseden beni anlamasını ne istedim ne de isterim her atılan adımım “Hak” için ister anın ister anmayın sulak gözlerle ben ne sizde ne bende “HİÇ” değilim artık bir yücenin elin de artık tümden rahat bedenim bekletiyor beni kapısının eşiğinde gir diyene dek bir elimde amelim diğerinde “O”NA yakarışlarım… elinizi vicdanınıza koyun sonra da kalın olduğunuz yerde… (14.12.2014) AZAP… |