KOBANE...(pandomim)kalin ](Işık açılır) ANNE: gitmek zorunda mısın bey.. beni boşver de yusufumuzu babasız mı bırakacaksın BABA: Gitmek zorundayım.. Halkım için..Sende yusufta..İkiniz de beni affedin..(yusufu öper, çıkar ve ışıklar kapanır) (Işık açılır) Babanın gitmesinin Ardından günler haftalar geçmiş Yusufun baba baba diye sayıkladığı gece sayısı 85 i geçmişti Daha ilk bahar yeni yeni kendini göstermiş Havada sis ve gaz bombaları arasında yeni bir güne uyanıyordu Yusuf( bomba sesleri verilir) Bu sabah da kalkınca babası yoktu yanında Babası hep sarılırdı da ona Son sarılmayı hatırlayınca Gitse sanki bi daha geri gelmeyecek hissine kapılmıştı o anda Annesi geldi.. Sırtında bir yuvanın yükünü Hislerinde kırılmış hayaller Yüreğinde hüznün ıztırabını yaşıyordu sarıldı Yusuf’una Ki yusuftan başka kimsesi de kalmamıştı bu dünya da Gel oğlum bi kaç ekmek kırıntısı Bi kaç tutam soğan kalmış hala karnımızı doyuralım Yusuf açtı..Yusuf Susuzdu.. ama umursamıyordu Aklı babasında..babası acaba nerde şimdi ne yapıyordu Anne dedi Yusuf Babam nerde..Neden hala gelmedi Annenin yüzü kaskatı..gözleri kapkara Cevap vermedi yusufuna..Veremezdi de Küçük yusuf babasını çok özlemişti Hayatı boyunca hiç duymadığı silah seslerini Ve hayatı boyunca hiç işitmediği feryat figanları Bugünlerde duyuyor..İşitiyor..ve anlamaya çalışıyordu..(silah ve feryat sesleri verilir) Anne!! Bu yangınlar..Bu dumanlar..Bu silah sesleri..Neler oluyor anne Neden kimse dışarı çıkamıyor.. Ben arkadaşlarımla oyun oynamak istiyorum Neden bu insanlar hep çığlık atıyorlar anne Hadi söyle ben büyüdüm artık Düşmanlar bizi evimizden mi çıkaracak Babam sağ olduğu müddetçe kimse bizi evimizden çıkartamaz anne!! Sahi babam neden hala gelmedi anne Havada kurşun kokusu var.. Siyah dumanlarla kaplanmış her taraf Anne yüreğinde apansız bir telaş Anne dilinde sessiz bir çığlık Anne gözlerinde katlanılmaz bir bekleyiş Tank sesleri geliyor uzaklardan(tank sesi verilir) Korkuyor yusuf..sımsıkı sarılıyor annesine Göz göze geliyor annesiyle Anne gözlerinde bir damla yaş.. Yusuf usulca yaklaşıyor annesine Ve bir annenin cebap bile veremeyeceği o soruyu soruyor BABAM ÖLDÜ MÜ ANNE? (Babanın cenazesi sahneye gelir ve ağıt başlar) Anne ağlar yürek ağlar.. Yusufu kimse düşünmez ‘’Yusuf babasını görmüş..Lal kesmiş.. Paramparçadır yüreği.. darmadağındır bedeni.. Boğazı düğümlenmiş yusufun.. Kimse görmez kalbinden akan kanları Ağla yusufum ağla..dök gözyaşlarını Gün gelir tek başına kalırsan kimse silmez gözlerinden akan yaşları Ayağa kalkmak ister yusuf ama ayağı onu taşıyacak gibi değil Babasına dokunmak ister ama elleri bunu başaracak gibi değil.. Çıldırır yusuf..bu bir düş mu kabus mu anlamaz Babasının öldüğüne inanamaz... İşte böyle bir hazin öyküsü vardı yusufun..cehennem gelse yine de haykıracaktı boğazında düğümlü kalmış son sözü..(babam ölmedi) Sonra bir gerçeği daha öğretir bize yusufun babası... Ölen hiç bir bedenin ruhu bitmezmiş.. Babanın Ruhu hala dimdik ayaktaydı BABANIN RUHU ben öldüm ama Kaldıramaz bu millet artık başka ölümleri.. Dursun artık bu kanlar!! acılar yaşamasın artık yürekli yusuflar.. Ses verin!! Lal olmasın.. suskun kalmasın artık vicdanlar (Işıklar kapanır) Sezgin SEVEN |