TUT ELLERİMDENVarlığım, Varlığının yanında yetim kalıyor! …… Sen; en olunmadık zamanlarda çıkıp gelen! Hiç beklenmedik zamanlarda, yıkıp ta giden. Yokluğunda bendim, sensizliği içinde büyüten… Beni yalnızlığa terk ettiğin günden beri, Düşlerimi gem vurdum geceye. Nefessiz kaldığım her gecemde, Yıldızlar tek tek sönüyor, sensizlikte… …… Sensizken de büyüttüm içimdeki çocuğu, Sessiz sessiz tükettim günlerimi, yıllarımı. Daha ne kadar dayanırım bilemem! “Ölürüm” diyorum bazen içimden. İçimdeki çocuğu yetim bırakmanın, Acısı var bir tek aklıma takılan! Zaman sensiz hep ölüme vuruyor! “tik tak, tik tak…” Geldi bak, İşte ölüm! Aç kapıyı bak, Karşında ölüm! Ben sustum bak, Ensende ölüm! “O” gelmedi bak, Ruhunda ölüm! Zaman, her ölüme vurduğunda, Tik taklar arasında, sensizliği hatırlattığında, Atıyorum kendimi sokaklara! …….. Ölümü cebimde unuttum, Tıpkı sensizliği unuttuğum gibi! Ve şimdi… Issız caddelerde, Sessiz ıslıklar çalıyorum, giden çiftlerin ardından. Onlara inat, Yalnızlığı topluyorum köşe başlarından. Hüznü adımlıyorum anbean… Geceler benim, Zamanlar benim, Yollar benim. O köşe benim, Bu köşe benim, Aklına gelebilecek her yer benim. Kayıp şehirler benim, Kayıp şehirlerdeki “kayıp insan” benim… Aşkların zamanla kaybolduğu, Caddeler benim… Yalnızlığın; En büyük makamındayım. Bu tek kişilik koltuk/makam benim. Kalabalık sokakların, Kalabalık kaldırım taşlarının, Üzerine basan bu garip; benim… Tek kişilik hüsranlar, acılar… Tek kişilik her ne varsa, hepsi benim, Tüm yalnızlıklar bana ait… Hesabımı kesecek bir kişi dahi yok yanımda! Yolumu gözleyen bir çocuk yok, Tek kişilik yuvamda… …….. Tasarruf etmeyi annem öğretmişti bana! Kendimi bildim bileli, Aza karar ettim, çoğa hiç yeltenmedim. Şimdi aşkını azar azar yaşıyorum, Çoğu mu?(!) Allah korusun, Azına dayanamazken, Çoğunu isteyemem senden! …… Varlığım varlığının yanında, Yanıyor… Sen gelince, yanıyor bu ruh. Sen gelince, tutuşuyor yürek… Sen gelince, Ruhum dinmeyen alevler içerisinde, Diri diri can çekişiyor… Varlığım, Varlığında anlam kazanıyor. Yokluğunun yangınında, Gözlerim “bize” ağlıyor. ……. Utanıyorum kendimden, Utanıyorum sensizken, benliğimden… Ben aşk’a hiç layık olamadım, Sen yokken… Aşka hiç layık olamadım, Varlığın yanımda yokken… Sen yokken, Tek kişilik dünyamda, Karalara bulanmış bir kentte, Karalara bulanmış izbe yollar arşınlıyorum… …… Birden, sana açıyorum gözümü, Meğer gün çoktan doğmuş üzerime. Sıyrılıp rüyalarımdan, uyanıyorum yeni güne… Dilimde aynı cümle, “Gel hadi, tut ellerimden…” |
Bu parlaklık,gün geçtikçe artıyor,hiç durmadan
Çok karanlık yerde,mum bile çok keskin ışıktır
Atam,sen 'Güneş'sin bize,karanlık gelsin dize
"ATAM,Tut elimizden tam zamanı yenelim çok yaman olan karanlığı!.."