Gebere
Gebere
ben bir gebere otuyum lara’nın falezlerinde denizden otuz metre yükseklikte... mavinin kokusundan meyvelerimin mayhoşluğu ..................................................sarhoşluğum dalgalar bastırır iç çekişlerimi içim sızlar bu kadar yakın ve uzak olmak akdenize kopsa bir fırtına kabarsa deniz gözlerimin içine içine dolsa okyanuslar açsam avuçlarımı yalvaracak kimsem yok tanrım Gazzeli bir kız çocuğunun kanlı parmaklarında ve kim bilir bombalardan korumak için hangi taşın altına sakladı... Bree Yakup neden öldürmeye elverişli oğulların... tanrım kayıp ya sizin ki ? nepalli bir şairin çığlığı gelir umutlu benim dinim diyor ’pişmanlık duymadan yaşayabilmek ve pişmanlık duymadan ölebilmek’ cevapla beni tanrım neden içimizdeki engellenemez öldürme çılgınlığı keşke hep çocuksu oyunlarda kalabilseydik... benim dinimse koparıp köklerimi lara’nın falezlerinden düşmek denize en güzel otomobili yapmak deniz boncuklarından ve kıyasıya yarışmak deniz atlarıyla sevişebilmek yunuslarla balinalarla... avuçlayabilmek kansız ellerimle yahudi bir çocuğun günahsız ellerini... yok illaki rodos’a mı gitmeli ve bir rodos’lu bakirenin ellerinden mi sunmalı sevdamı... bir gebere otuyum lara’nın falezlerinde ve her gün şavkımında ayyaş bir pezevengin idrarıyla yıkıyorum yüzümü bir rus yosmasının gözyaşlarına tanıklık edip ağlıyorum... takılıyor gözlerim aşık bir martının süzülüşüne... ezop aralık ikibinsekiz Toroslarin etegi Lara |
Yürekten kopan duygular.
Kutlarım.
Gönlüne sağlık. Selamlar...