Gidişinle Ört Sessizliğimi
Gidiyorsun.
Giderken, Yıldızlar düşüyor saçlarına. Sesi kısılmış bir rüzgar gibiyim. Konuşuyorum, duymuyorsun. Akıyorsun gözlerimden. Durduramıyorum akışını. Bentler kuruyorum hücrelerimden. Yıkıp geçiyorsun yüreğimi. Yıkık bedenimi toparlarken İçimi gidişinle kanatıyorum. Kan revan içindeki yüreğimi, Kurak toprağa siliyorum. Ve yağmura susayan toprak, Yalnızlığımı içiyor tozlu dudaklarıyla. Gidiyorsun, Umutlarım tozlu raflara kaldırılıyor. Düşleri çalınmış bir yürek gibi ağlıyorum. Bulutlardan yağmurları sağarken Islak göz pınarlarımı Taşların yüreklerinde kuruluyorum. Kayboluyorum karanlıklarında. Gitme desem de gideceksin. Hadi vur yüreğime gözyaşlarınla. Perdelerini kapat gözlerime. Yak onca yaşanmışlıkları. Yüreğimden gitmeden Hadi vur yalnızlığını.. Ben, her kuşluk vakti Ayrılığınla yıkarım Kan çanağı olmuş gözlerimi. Her gece anılarınla yakarım Sensizlikte üşüyen yüreğimi. Hadi, durma ayazlarda. Gidişinle yüreğimi yakmışken, Acılarınla inatlaşan Bedenimi yalnızlığınla yıkmışken Durma, üşüyorum içten ice. Gidişinle ört sessizliğimi. Durma, koş yıldızsız gecelere. Ölmemi bekleme sensizlikte. Yıldızlar şahidimdir. Sen yaşarken, varlığında. Ben; yokluğunda Seni nefesim diye soluyacağım Yalnızlığını emen dudaklarımla İsmail Sarıgene |