bu gönül hüsran yağmurundan çok yaralanıyor belki ezelden belki de ebetten kaçıp da geliyor içe düşmüşçesine yalnız oluş bu nasıl da bir boş seda böyle içim neden dışımı da yakıyor iç geçiriyor içime konunca hüzün içten yağ bağlıyor Ökkeşin kahvesi tek ilacım vur dibine tavlanın zar kaşınıyor geçmiş geleceğe koşarken ellerim mahkum zifiri karanlık bu şehir zindan bile bana bundan çok hafif kalıyor
yırtacağım ben bu karanlığın çarşafını parça parçada savrulacak ızdırabı atacağım ben gitsin it sürüsüne belki bir kedi korkup kaçacak olsun ne olur ki köpek kovalayıp duracak ya ve sansürsüz bir gönülçiçek açarken her kara gönül aydınlanacak ışıdıkça bir köşe ve diğer köşe mutluluktan uçulacak mavimsi olan içim şu an dipsiz bir deniz gibi karanlık
hani ya güya atmıştım ben ızdırabı demek ki o bir kader kovsan da ne gider ne bir an güler duruyor işte dursun be cancığazım o aptaldır anlamaz zaten bak elim de ben beyaz bir boya var birazdan onu nasılsa iyi bir boyayacağım
Sevda sepetini taşırdığım gün Karşı ki manav her sefer de toparlıyordu buruk bir gönül de kaçıp da duruyordu işlediği cürümden bu nasıl bir sevda ki hem suç işlersin hem de tabana kuvvet kaçarsın belki kaçmakta bir tür çözümdür kaybetmemek için
ürperdi mi ki gönül kalbine çarpan his tokadıyla belki de sarsılmıştır zira içi dışı çalkalanıyor ve sevgi yerlere dökülüyor
bende düşersem eğer gönülden ırağa kovulmuş bir sevgili gibi bir gün olup da acep ısınır mı ki yarin yüreğinde ki affediciliği düşer miyim yine o gönle yoksa kavurur mu içimi kahrediciliği
içim buruldukça burulur da kalır çıkrık ipi gibi asıldıkça derince dişlerle gıcırdıyor ağzımda başlar bir ekşime yüzüme buruşukluğu konar kapansan da dizlerine
içim yanıp burulursa başlıyor işte o an bir hengame hep feryat kesip duruyor yürek dışımdan içime düşen ne nedir ki bu sızı yakar kavurur kürek kürek
dur durak bilmiyor ki şu gönül dursana be dursana işin ne senin dışım içime geldi Ruhum boğuluyor bir yerde Boğuldukça ruhum sevgilinin beyaz teni sus halinde simsiyah ediyor beni
içimde şu an Karadeniz kadar kabaran bir yürek taşırken kış uykusundan uyanamıyorum bu misafirliğe geldik geleli nerede hakikat nerede biz gözlerim hayretten açıkta hayatı bilip okuyamamaktan deli bir hindi gibi kabarıp da hem de üst baş paralamak tayım çoktan aklı yitik bilinçsiz bir zırdeli durumundayım…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
içimizin şizofren duyguları… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
içimizin şizofren duyguları… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ustam mükemmeldi dizeler her bir karesinde kendimiz bulduk bir çoğumuz vicdan muhasebesi kendimzi sorğlama bu olsa gerek aci talı yaşan yaşamız
geçmiş geleceğe koşarken ellerim mahkum zifiri karanlık bu şehir zindan bile bana bundan çok hafif kalıyor hem de üst baş paralamak tayım çoktan aklı yitik bilinçsiz bir zırdeli durumundayım…
her zamanki mükemmeldi tebrik ederim Yüreğine sağlık sevgilerimle
yırtacağım ben bu karanlığın çarşafını parça parçada savrulacak ızdırabı atacağım ben gitsin it sürüsüne belki bir kedi korkup kaçacak olsun ne olur ki köpek kovalayıp duracak ya ve sansürsüz bir gönül çiçek açarken her kara gönül aydınlanacak ışıdıkça bir köşe ve diğer köşe mutluluktan uçulacak mavimsi olan içim şu an dipsiz bir deniz gibi karanlık
*********************************
Kaleminize hayranım. Serbest şiirdeki ustalığınız, imgeleri yerinde ve özenle kullanmanız, dolayısıyla farkınızı da belli ediyor.
Hayatı bilip okuyabilsek kitabı en baştan .Bilmem hata yapma payımız azalır mıydı.Kalp akıl ve ruh sürekli kavga içinde.Hata yapa yapa öğreniyoruz yaşamı. Yüreğinize sağlık Kadir hocam.Sevgiyle kalın.
Anlamlı akıcı ve dupduruydu şiir.......... Kutluyorum güçlü kalemi Yüreğine sağlık _________________________________________________Selamlar Ustam.......
içimde şu an Karadeniz kadar kabaran bir yürek taşırken kış uykusundan uyanamıyorum bu misafirliğe geldik geleli nerede hakikat nerede biz gözlerim hayretten açıkta hayatı bilip okuyamamaktan deli bir hindi gibi kabarıp da hem de üst baş paralamak tayım çoktan aklı yitik bilinçsiz bir zırdeli durumundayım…
__Azap hocam Karadenizli olarak (Samsun) bilirim nasıl hırçın ve kapkara karardığını , yüreğimiz zaman zaman karadeniz gibi olabiliyorsa ve misafirliktende hosnut deyilsek ruhumuz hakikaten derin uykularda .... Çok güzeldi yürekten tebrik ederim yüreğinize kaleminize sağlık herdem saygımdasınız..
bende düşersem eğer gönülden ırağa kovulmuş bir sevgili gibi bir gün olup da acep ısınır mı ki yarin yüreğinde ki affedicilik düşer miyim yine o gönle yoksa kavurur mu içimi kahredicili
içim buruldukça burulur da kalır çıkrık ipi gibi asıldıkça derince dişlerle gıcırdıyor ağzımda başlar bir ekşime yüzüme buruşukluğu konar kapansan da dizlerine
içim yanıp burulursa başlıyor işte o an bir hengame hep feryat kesip duruyor yürek dışımdan içime düşen ne nedir ki bu sızı yakar kavurur kürek kürek
dur durak bilmiyor ki şu gönül dursana be dursana işin ne senin dışım içime geldi Ruhum boğuluyor bir yerde Boğuldukça ruhum sevgilinin beyaz teni sus halinde simsiyah ediyor beni