GÜLLERİ DİKENSİZ GÖRMEK
Gülleri Dikensiz Görmek
Hülasa ediyorum da zihnimde hayatı. Ne böbürlenmeye gelir bu dünya, Ne de sarılmaya mevkie, makama. Güzellikleri bir birine örmek gerek, Gülleri dikensiz görmek gerek. Ne göğe ulaştırabilir kafasını, Ne de delebilir arzı. Değil mi ki; Er kişi niyetine diye kılınır cenaze namazı Ne general kişi olanını duydum niyetin, Ne de hâkim kişi. Hep eriz. Ve de hep ölüme mahkûm. Hülasa ediyorum da, zihnimde hayatı. Ne böbürlenmeye gelir bu dünya, Ne de sarılmaya mevkie, makama. Güzellikleri bir birine örmek gerek, Gülleri dikensiz görmek gerek. Nice çetin cevizler kırıldı, Nice yiğit, hem de koç yiğitler göçtü. Bilge olmaları da, Zalim olmaları da, mazlum olmaları da Engel olamadı büyük göçe. İşte tek gerçek: ölüm var. Saf olmaya da gelmiyor, uyanık olmaya da. Hülasa ediyorum da, zihnimde hayatı. Ne böbürlenmeye gelir bu dünya, Ne de sarılmaya mevkie, makama. Güzellikleri bir birine örmek gerek, Gülleri dikensiz görmek gerek. “Her şeyin bir güzelliği var, sen görmesen de,” Demiş ya Konfüçyüs çağlar öncesi. Ve leşte güzellik olarak dişleri görmüş ya Yüce Peygamber, Dikenler içinden gülü görsen de, Gülü görmeyip güldeki dikenlere takılıp kalsan da. Hülasa ediyorum da, zihnimde hayatı. Ne böbürlenmeye gelir bu dünya, Ne de sarılmaya mevkie, makama. Güzellikleri bir birine örmek gerek, Gülleri dikensiz görmek gerek. İçinde barınıyorsa düşmanlık ve kin. Ne iman kalır orda ne de din. Makamlar önünde şaklabanlık yapıp atsan da takla, Gerçek makama eli boş gidersin, Nefsin galip oldukça akla. Hayat sayılı nefes, Ne reenkarnasyon var, ne de bir hayat başka, Boşa gider gerçekte binlerce keşke. Gerçek hayatta gülmek için, Ölmeden önce ölmek gerek… Hülasa ediyorum da, zihnimde hayatı. Ne böbürlenmeye gelir bu dünya, Ne de sarılmaya mevkie, makama. Güzellikleri bir birine örmek gerek, Gülleri dikensiz görmek gerek. Mustafa EROL Antalya/Manavgat |
sevgi ve saygılarımla