Arınmak…Bugün sabah olmuş muydu? Yoksa içinin karanlığı mıydı? Havayı bu kadar karamsar yapan Koştu Açtı kalın perdeleri Araladı buğulu pencereyi Gözleri mi buğuluydu pencere mi? O da ayrı bir muammaydı Sabahın ayazı yalarken bedenini Ürperdi tepeden tırnağa Duygularının tercümanıydı Böylesi hava… Çekti sandalyeyi cam kenarına Sanki birini bekler gibi dikti gözlerini sokağa Yoktu öyle güzel manzarası Birinci katta nasıl bir manzara olurdu ki? Ağaçları katledilmiş Yeşilliği çimentoyla boğulmuş beton yığınları Yıkıma hazırlanan binaya takıldı gözü İç çekti içten içe Ne anılar saklıyordu kim bilir o duvarlar Nelere şahit olmuştu da susmuştu yıllardır Ser verirde sır vermezdi O kadar iyi ve kötüyü barındırmıştı Ve sonunda yenilmişti yıllara Yok, olup gidecekti işte… Sokakta hayat olduğunun tek işareti Hemen karşıda ki okuldan gelen Çocukların neşeli cıvıltılarıydı Oysa bekliyordu Neyi beklediğini bilmeden Zil çalıp da çocuklar derse girince Sokak yeniden sessizliğini büründü Bulutlar bu fırsatı kaçırmadan Uydu kasvetli havaya Gözyaşlarını akıttı damla damla… Evet, Beklediği Ama neyi beklediğini bilmediği gelmişti Gözleri çakmak çakmak Elleri titreyerek soydu ruhunu çırılçıplak Salı verdi sokaklara Daha bir hızlanmıştı yağmur Yağmur busesini kondurdu ıslak ıslak Yaşanmışlıklarını yıkıyordu Koşuyor koşuyor Nereye gittiğini bilmeden koşuyordu Yorulması gerekirken tam tersi hafifliyordu… Sırılsıklam Her zerresi vıcık vıcık olana kadar koştu Arınma seansı dedi içinden Yağmur yıkıyordu Yaşanan ızdırapları Kararan umutları Griye dönen zamanları Ellerinden çalınan maziyi Kamburlaşmış ihanet hançerlerini Beli bükülmüş sadakatsizlikleri Feri kalmamış güvensizlikleri… Yağmur özgürlüğü sunuyordu avuçlarına Pencere kenarında belirdi bir anda Yavaşça içeriye süzüldü Damlalardan iz bırakarak Yürüdü koridor boyunca Bıraktı kendini çıplak ve ıslak Mavi çarşaflara sere serpe Acaba arınmış mıydı sizce? 20.11.2014_______________Seher_Yeli Seher Zerrin Aktaş |
sağlıcakla...