Hasret Denizi
Eşyalar düzensizce savrulmuş salonun her yerine,
Tuz buz olmuş bir vazo duruyor duvarın dibinde. Çatlamış akvaryumdan sızan su senin hediye ettiğin küçük balığı öldürmeye yetmese bile Sabahı çıkaracak kadar ömür bırakmadık sevgimize. Uyandım.. Geceden kalma günaha girmenin azmiyle sıçradım yataktan Alarm bile uyanmamış Her sabah olduğu gibi seni söylememişti Kalktım.. Öldürdüğüm seni kutlamanın esaretiyle oturdum yatağa Cesedin hala sıcak Fazla uzağa gitmiş olamazsın Kalbimin tam orta yerine topraklar serpiştirdim Ve kırmızı karanfiller bıraktım gülüşlerine.. Özledim.. Hasret denizinde kalmış balığın hüznüyle yazdım satırları Kurumaya mesken tutmuş bir akvaryum kadarım şimdi Tüm pullarım dökülmüş... |
Ey koca Orhan VELİ
Sen yolun yarısı 35 yaşından ölürken
Ben 6 yaşındaydım
O zaman aynayı bilirdim de cımbızı bilmezdim
Şimdi ben yolu tamamladım
Hatta üzerine 1 yaş artım var
Tam tamına 71 yaşındayım.
Acelen neydi
1950’lerde;
Ankara’nın çukurlarını doldurmak sana mı kaldıydı…
---- 13.11.2014 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul