ZEYTİNLER ÖLÜRKEN
Soma’da
Katledilmiş ağaçlar San ki bir düşmancasına Soma’da ölümler aynı Ve yine toplucasına Mezalim hava kararınca başlamış Ve katliam sürmüş gece boyunca Yıllarca biriken kinlerini kusmuşlar Altı bin tane ağaca alçakça zavallıca Hani adını Barış koyduğumuz Ekmeğini yiyip doyduğumuz Soluklanmak için gölgesine sığınıp Sırtımızı dayayıp oturduğumuz O güzelim zeytin ağaçları Daha dün Ayaktayken yıllara meydan okurcasına Şimdi yerlere serilmişler Sırtından vurulmuşcasına Hani şu bildiğimiz Onsuz doyamadığımız Kahvaltımızın olmazsa olmazı Peynirin dostu en yakın arkadaşı Sofralarımızın baş gediklisi baş tacı Yokluğunda hayıflandığımız O tuzlu zeytinlerin ağacı Hani rengini Candan sevip de Adına canan dediğimiz Uğruna dünyaları verdiğimiz Ömür boyu yolunu gözlediğimiz Bir an göremeyince özlediğimiz Yar gözlerine benzettiğimiz O siyah zeytinlerin ağacı Hani tadını Sevmediğimiz halde Görmeden duramadığımız Ne gitsin ne de kalsın dediğimiz Çat kapı yanına varamadığımız Uzak akrabalara benzettiğimiz O buruk zeytinlerin ağacı Santraller markette satılır belki Zeytinler de santralde üretilir belki Ama ağaç olmayınca hayat sürer mi ki? Veya “Bir kilo pamuk bir kilo demire eşit” değil mi ki? Mehmet Ali ÇAĞLAR Nusaybin / 2014 |