BAHTİYAR
Bir çığlık
Acıyla yoğrulmuş bir ses Bir haykırış yükseliyordu Yitik şehrin kahır dolu sokaklarından Saçı, sakalı kar gibi olmuş Yüzü vadilerle dolmuş Bir adam Baykuş konmuş evinin Soğuk, zelil odasında Peş peşe indiriyordu yumruklarını duvara Yeter diyordu Yeter Belli ki İsyan ediyordu kaderine Ya sevdiğini alamamış Yada Ayrı düşmüştü sevdiğinden Göz pınarları kurumuş Yaş bile gelmiyordu O kahve telvesi renkli Uykuya hasret kalan yorgun gözlerinden Bir deşsen Bir dokunsan gönül teline Ne sevdalar çıkar Mecnun’u kıskandıran Neydi bu adamı Bu kadar mutsuz kılan Belki Bir mutluluk şarkısının Son dizeleriydi mırıldandığı Kuğu süzülüşünde aktı belki de zaman Belli mi olur Bir vefasız yüreğin terkisinde Kaybolmuştur umutları Yada bir gurur vesilesi yapıp Kurban etmiştir feleğe sevdasını Olur ya Şah Cihan’ın genç yaşta kaybettiği Mümtaz Mahal’i gibi O da Sevdiğini yitirmiştir kim bilir Bir sevdanın çıkmazında olduğu kesin Birisi için kor ateşlerde yandığı kesin Buz tutmuş duyguları Üşüyen özlemlerini ısıtması mümkün mü Hasret rüzgarları Özlem yağmurları hep onu bulmuş besbelli Rotasını kaybetmiş gemi misali Sallanıyor su üzerinde Ne gözleri yolda Ne de dili duada Hıçkırıklar boğuyor yeşeren duygularını İki nefes arası Bu kör olası yaşantı Ne gülmüş Nede güldürmüş onu Bakarmısın dedim O yılların tüketemediği çileli adam Bükük boynunu çevirdi Yüzüme baktı Adın ne dedim Dedi “BAHTİYAR” Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ BAHTİYAR : Mutlu..........Keşke adın değil de kaderin Bahtiyar olsaydı |