VAR OLUŞ
Riyanın kiri bulaşmış bir kez üstüne başına
Nasıl da sönmüş gözünün feri Bir ateş için için yakan şu nefreti. Sünepe korkuları ile akarken devran Devrik cümleler Adı yürek olsa da Şüpheler diz boyu Katmerli, dipsiz nice söylem Yargılayan ve yerden yere vuran Kimliksiz suretler kıvranırken kendi çamurunda. Bir yudum sevgiye muhtaç insanoğlu. Kıdemli bir sancıdan doğduk Bir çığlık, bir yakarış… Sonsuz sandık ömrü Ve istifli yılgılar Bir bir sarmışken dört bir yanı. Açtık aşka ve susuz Adım başı bekleyen düşman menzilleri Açtık sevgiye ve inanca Koruyup kollayan kim var ki O’nun dışında. Güvendik, sevdik ve istedik Gül kokulu bir dünya Oysa bağnaz ve nefret dolu kimlikler Dolanırken pervasızca. Yoz ne varsa çamura bulanmış Sür git hayal âlemi Adı insan bir o kadar korunaksız. Edebin, ahlakın son neferi İzbelerde gizli saklı Ne sende dümen ne bende Fark etmediğin gücü İlahi Adaletin. Bitimsiz sanma ömrü Duyguların toprağa gömülü Ne isi ne külü gönlün Sadece O’dur verecek olan hükmü. Feryat figan isyanlardasın bilirim At artık şu kini. İnsan gerçek dünya yalan Düşler imge sahtelere nispet. Vakur yarınlar bir bir dizili Her şey boş İnsan bildikten sonra kendini. |
Özlem Demirkaya &*.*&