sıcak değil artık bir yatakta sabahladığım gecelerim
anlamı yok şafakları serin ve kızıl seyretmemin,
hangi yola vursam ayrılık,gurbet bundan sonra
bir hakim şer koydu "yaşamak ebedi yasak buna".

"oğlum" bilyelerini,ağlarını ve uçurtmanı topla as bir duvara
kırılan yerlerine mum eritip yırtıklarını imkansız onaramam,
annene "selam" sıcak tutmasın yemeklerini benim için akşamlara
bir hakim hüküm vurdu "kuru soğan,buharlı çorba yasak buna".

geç kalma korkusu da yok artık "günaydın"diyerek başladığım mesailere
akşam iş çıkışı dostlar meyhanesinde dem tutmak yok arkadaşlarla,
anlamadan,dinlemeden,ezbere vurulmaya gör pusulası olmayan yollara
bir hakim karar verdi "kravat takmak,memurluk yapmak yasak buna".

müfettiş belasına zimmetçi olursun,yalancı iftiracı olursun bir anda
kimse inanmaz sahteci,hırsız olmadığına ağzınla kuş tutsanda,
ne affı vardır ne vicdanı ne dönüşü artık kimsesiz yaşanacak yılların
bir hakim kalem kırdı "baba ocağı,yar kucağı yasak buna".