Ey Sevda CambazıKara karga sordu ki bana gül aşık mıdır? Sarmaşık bu çiçeğin zülfü dolaşık mıdır? İpincecik bir sızı kapladı gökyüzünü Bana can vermek düştü karanlık bir sokakta Şarap satan bir hancı, kör sevdânın yüzünü Açtı o an göründü : Kızıla çalan nokta O küçücük bir leke nider kimine göre Bir yanardağ bir volkan eder kimine göre Ben böyle bir duyguya aşına değil idim Çok çetin yolcu idim öz başına değildim Ne uyudum ne kaktım fecre doğru öylece Kala kaldım tavanda bir heykelin gölgesi Çığlık çığlığa kaldı üstüme düştü gece İnleyen şu ruhumun yine çıkmadı sesi Ufak tefek göründü kapkara şu suratlar Çiğnedi saçlarımı dört nala giden atlar Ey sevdânın cambazı ne kadar zalimsin sen! Yerde misin gökte mi nerede alimsin sen? Şimdi yine açılır tek kişilik bir perde ’Aşık-ı sadık menem’diyerek mum yakacak Çan sesi yükselecek benim Fuzulim nerde? Minarenin başına kiliseden bakacak Sen değilsin ki Sevdâm git başımdan ey keşiş Şah-ı gönlüm bilseydi hemen biterdi bu iş Melahat DEMİR |