BİR ÖMRÜN BEKLENTİSİ…
ben tek bir aşkın girdabına dalışta boğulmuşum ağalar
hissedemem karşı cinslerin ten kokularını görmem bile cilvemsi cıvıl cıvıl o ahu bakışlarını her bir nefesin kokusu kaçtığım halde gıcığına beni kovalar bazı yürekler yakarken bazı yürekler de paralar durur her bir yanımı şehevi bir nefis titreyişi içinde ki sarhoş çeker beni girdabına bak işte yine hissediyorum o korkuları ağalar ve üzülüyorum imanımın benim için saçını başını yolup kahrolduğuna denize kavuşan derenin görmüştüm serçemsi şaşkınlığını duyuyorum gene sessiz sessiz çakılların başlarını vurduklarını gel de yanışta ağlama yosun yosun tutunurum muhkem kayalara hiç bırakmamacasına kimse benim için sakın kahrolup da ağlamasınlar ağalar ay bile çatlayıp da kapılıyor bir içimlik suyun tılsımına mort olmuş tüm cismim hissedemez ısısı bile yok baksana inanmazsan dön de bir bak göz bebeklerime hangisi kimde var ki gör de rahatla içinde ki elmasımsı parıltılarını bak ne kadar aydınlık ne kadar ferah ruhu okşayan tek hece işte bunun için bende tüm dünya söndürmüş ışıklarını inanmayın aydınlık görünen her şeyin aydınlık olduğuna ben aşkların en güzelini bulmuşum sakın ki dokunma gönlüm huzurlu mutluluktan uzanır gökyüzüne dek gör artık herkes elini çekmişken bana uzanan o pırıltıları buna kavuşa bilmenin mutluluğu derler ağalar Bu yalancı yaşam bir tükense gerçeğin bağdaşını bir kursam ya karanlık ömrümün ilticasına bir adım kalsa nur bir el usulca döndürse çarkımı da ılgıt ılgıt sıcaklıkların içinde yoğrulsa ve tüm ömrün özlemle beklediklerini bir anda içimin içine BİR bıraksa... (22.10.2014) AZAP… |