MAĞARADAKİ YILAN....Resul hicret etti,Mekke’den Medine’ye, Hz.Eba Bekir yoldaş,oldular O Resule, Ayla zühal yıldızı,gece çıktı hicrete, Eba Bekir adeta,oldu Ona pervane. Resul teskin ettiler,Allah bizimle korkma, Yürüdüler gizlice,konak oldu mağara, Eba Bekir-Ya Resul,gireyim sizden önce, Yılan akrep çıyanlar,var mı baksam bir yerde. Girince mağaraya,kaçtılar sağa sola, Yılan akrep çıyan,vardı girdi koyuğa, Elbiseyi kopartıp,tıkadı delikleri, Deliklerden birisi,açık kaldı yetmedi. Dayadı ayağını,açık kalan deliğe, Buyrun girin diyerek,vardı Yüce Resule, Resul içeri girdi,hemence besmeleyle, Ya Eba Bekir mintan,niye yoktur üstünde. Ya Resul ben tıkadım,delikleri içerde, Resul dua ettiler,o günde olsun benimle, Uyudular bir süre,Sıddıykın dizlerinde, Bir aralık yaş geldi,Kibriyanın yüzüne. Uyandılar hemence,Eba Bekir üzgündü, Eba Bekir nedendir,ağlıyor musun dedi, Ey Resulü Kibriya,tıkadım delikleri, Koymuştum ayağımı,yılan ısırdı beni, Çek ayağını Ya Sıddıyk,yılan çıksın meydana, Zehirli kara yılan,geldi hemen huzura, Ey utanmaz yılan,soktun neden dostumu? Senin bu yaptığın iş,hiç yakışık oldu mu? Ey Rahmanın habibi,sevmez yalnız insanlar, Sana aşık olmuştur,kuşlar,yılan çıyanlar, İşittim ben yıllardır,yaşlı büyük dedemden, Burada konaklayacak,ahir zamanda Sultan. Nice zamandan beri,bekliyordum sizleri, Eba Bekir dostunuz,bana izin vermedi, Sonunda soktum onu,görmek için sizleri, Mecbur kaldım yapmaya,nolur bağışla beni. Resulullah affetti,yılan onu seyretti, Eba Bekir’e Resul,biraz emniyyet verdi, Bir damla tükrüğünü,sürdüler yarasına, Görmediler bir acı,artık kalan hayatta. Tarif ettiler Resul,orda zikri kalbiyi, Eba Bekir Sıddıyka,talim etti gizliyi, Korkma Ya Eba Bekir,innallahe maana, Yanaştı hemen gemi,mağarada Sultana. Müşrikler geldiyse de,göremedi onları, Mekkeden gelen çoban,taşıyordu erzağı, Ertesi gün gizlice,vardılar Medine’ye, Taleal bedrü diye,seslendiler Resule. 16.10.2014//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |