Bugün.
Geçmişin kuru sarp taşı,
Altın ve gümüş bugün. Yağmura muhtaç filizler, Kocamış çınar bugün. Dün ne bilirdi kıymetini, Ne de kıymetleneceğini. Dün’ün meczûbeleri, Taçlı gelindir bugün. Çabuk döndü bu devr-i cenk, Siyahtı ağardı felenk. Mâtem günündeki çelenk, Sultan’a tahttır bugün. Harman yerindeki habbe, Acıkmışa tatlı öğün. Gelini ağlatan düğün, Güvey’e derttir bugün. Han ve saray odaları, Çalınmazdı kapıları. Terkedilmiş sofaları, Girenlere bahttır bugün. Ne bilirdik tozlu raflar, Bahası altın gümüş tartar. Üç asırlık gümüş kantar, Çelikten serttir bugün. |