Hüzünlü günler
Hep hüzünlü olurum, böyle aylarda.
Ağaçların döktüğü yaprakları seyrederken Hep hüzünlenmişimdir. Ve geçmişe dalar, dalar giderim. Buruk günlerin acısı olur da, bu günlerde yüreğimde Ve de, hüzünlenirim. Unutamayacağım günler gelir Hüzünlenirim ağaçların yaprak döktüğü günlerde. Hep hüzünlü olurum, böyle aylarda. Kırılır, Kırılır, kolum kanadım geçmişi düşünürken. O acı günler Gelir geçer de, gözlerimin önünden. Neydi o, mavi kanatlı kuşlar. Neydi o, yaprak döken selviler sıra, sıra kavaklar. Ve neydi o, müjde veren kuşlar An be an, ölümü tadarken. Hep hüzünlü olurum böyle aylarda. Güller hep böyle aylarda büker boyunlarını Ağaçlarsa soyunur Yeşil kızıl karışımı elbisesinden. Ve kalır çırılçıplak dallarıyla budaklarıyla yapayalnız Hüzün içinde Ve de ağlamaklı. Direnir ağaçlar dallar, rüzgâra fırtınalara karşı Ölüme karşı. Hep hüzünlü olurum böyle aylarda. Böyle aylarda olurdur, çoğu zamanlarda ölümler Böyle aylarda kavuşur toprak sevdiğine. Böyle aylarda başlardır insanlar, çoğu zaman hicran dolu günlerine Böyle aylarda düşünürüm Hep, Ben ayrılık vakti yaklaştı’ mı diye. Hep hüzünlü olurum böyle aylarda Bak, Yine içim hüzünle doldu. Ağaçlar soyunmaya başladı dışarıda Sarardı Ve de, kızardı Şimşekler çakmakta Yağmur yağmakta bir taraftan Ve rüzgâr fırtına gök gürültüsü bir taraftan Aklım o günlere takılıp kaldı Düşünürken o günlerin acısını, Sonbaharı yaşarken. 14 Ekim 2014-10-14 Ahmet Yüksel Şanlı er . |