sen diyarına yolcuyum benŞiirin hikayesini görmek için tıklayın düşünce yollara, yeniden yeniden özlüyorum seni
şu yollar neden hep seni hatırlatır bu mesafeler gözün gördüğü düşümüz bir, düşüncemiz bir, gönlümüz bir bizim...
o gidiyor,
işte düşmüş yollara o gidiyor... hey gitme, gitme hey ben ol’malısın dedin ya senim işte hey gitme sen nereye? düşmüş yollara, gidiyor o gidiyor ardında ne cennetleri viran ederek kokusundan bülbüllerin dillenip aşka seslendiği gül bahçelerini talan ederek... hey gitme, gitme hey ben oldum ’’sen’’ hey gitme, nereye? düşmüş yollara, her yol mubah diyerek aşk yoluna ayrılıklar sererek bu hasret başka, bu gam başka döktüğüm inci, yaştan başka bu hey nereye, nereye hey? ... .... .... ... madem ben senim diyorsun sorma nereye, nereye hey !!! madem sen ben’sin ben gibi gel hey... |
Sevdalandım ilk şiiri yazdım da
Çocukluğun defterini dürerken,
Şahin gibi yücelere kondum da
Ondört yaşta onbeşine girerken.
Bir kuş gibi titremeni duyardım
Kalp atışın yüreğimle sayardım
Sevgimizi en yükseğe koyardım
Ondört yaşta onbeşine girerken.
Bir gururdun bin fiğandın gönlümde
Senin gibi göremedim ömrümde
Kurşun gibi hissederim böğrümde
Ondört yaşta onbeşine girerken.
Günler geçer hatırlamam dünümü
Bakışınca şaşırırım yönümü
Ateş basar hiç göremem önümü
Ondört yaşta onbeşine girerken.
Sana gelen her belaya kol açtım
Yollarına toplayarak gül saçtım
Sanki senle kördüğümce dolaştım
Ondört yaşta onbeşine girerken.
Velhasılı sana neler besledim
İSMAİLOĞLU’nu senle eşledim
Geleceği gözlerine işledim
Ondört yaşta onbeşine girerken.
---- 20.08.1960 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul