HÜZÜN BİLE TERK ETTİ BİZİ
kısır bir sonbahar
öyle ki hüzün bile terketti bizi son yaz bahçelerinde dolaşır gibi okşuyor saçlarımızı ekim serinliği farkında mıyız ömrümüzden bir eylül daha geçti hatırlayan var mı ne zaman başlamıştı bu tenha hazan seferleri şakaklarımızda zonklayan bu öfkeli bu küskün bu mahzun sevda eskisi bizim mi neden artık eskisi gibi kanatmıyor yüreklerimizi bir zamanlar akla ziyan acılar çektiren o gaddar o zalim hasret neşteri ve neden halâ donmuş bir damla yaş gibi öylece duruyor göz bebeğimizde bir zamanlar vuslatı cihana bedel sevgili ki düşte bile öpüp koklamaya doyulmazdı elleri bu kadar erken mi kararırdı gün bu kadar uzun muydu gece ve bunca hayaleti ağırlar mıydı minicik bir mum alevi bezdirir miydi bizi eskiden söyleyin cevabını kimselerin bilmediği hayat bilmecesi keşke keşke boşuna yormasak kendimizi bu sahte gülüşlerimizden aynalar bile bezdi kabullensek ki ne o sevda vardı ne o sevgili ne ölürcesine biz sevebildik ne de onlar bizim için her şeyden vazgeçti acınası bir tutunuştu hayata bizimkisi kısır bir sonbahar öyle ki hüzün bile terketti semtimizi farkında mıyız ömrümüzden bir eylül daha geçti… CEYDA GÖRK |
Hoş gelmişsiniz
ben de yokum epeydir ama siz hayli özlettiniz...
Kutladım
Sevgiler gönderdim
Şiir ola