Son yolcuAkıl çile içinde güz yangınında içim Cevapsız soruların kıskacına muarız Damarlarda çatlama sızan kanımda suçum Sinem savaş meydanı ve peşpeşe taarruz Ben kuş konmaz diyârın yolcusu olmayan han Ne gelen var ne giden yalnızlığımda sancı Hasret sırat köprüsü üzerinde imtihân Han’da Baykuş sesleri,karşı yakada hancı Neyim ben, belki de hiç yada hiçliğin adı Beynimde hafakânlar, kıyı köşede şiir Fikir med cezirinde küreği kırık kadı Mücrim sokak başında hüzün koklayan şair Gözlerimde rengini kaybetti şekil,cisim Siyah beyaza hakim gri sana elveda Yalnızlığı kahreden gâmsızlığında isim Kulağımı zorlayan titrekliğinde sedâ Şimdi titrek ellerin boşlukları yoklasın Albümleri yakmalı soğuk çığlıkta resim Uzat gözyaşlarını vefâsızlık saklasın Buz dağlarına çarpsın rüzgarlarında sesim Bağrımnda bir sızı var sol yanımı yakıyor Omuzlarımda Dünya, yük ağır düşüyorum Sırça saraylarımı tek bir fıske yıkıyor Saç tellerimi yakan ateşte üşüyorum Yol uzun yolcu yorgun,mahzun ayakta çarık Sis gözlerime hakim el yordamı pusula Alnımdaki çizgiler orta yerinden kırık Ben bana muhacirim rüyalarım asıl’a Benim gölgemi yıktı senin gölgende sabah Ruhumu zerre zerre tutup yerinden söktüm Ne dünden eser kaldı ne yarına bir tamâh Sana ait ne varsa figân közüne döktüm İntizârında mahkum ,diri yaşayan ölü Mızrabım ses yorgunu,matemlerimde sevin Bana senden yadigâr kuru bir hicrân çölü Üzerimden geçerken gör eserinle övün Artık sona yaklaştım benden kalanı dağıt Ötükende koşacak belkide atlarımız Makberî’yi bekliyen Kürşad adlı bir yiğit Nerde kaldı diyecek aşktan pusatlarımız Makberî - Ahmet Akkoyun..........06/02/2008..........18::30..........İst |
Artık sona yaklaştım benden kalanı dağıt
Ötükende koşacak belkide atlarımız
Makberî’yi bekliyen Kürşad adlı bir yiğit
Nerde kaldı diyecek aşktan pusatlarımız
hergün sona yaklaşıyoruz, dediğin gibi