BEN NEREDEYİM BİLEN VARMI?
Gemim kayalıklara çarpıp parçalandı.
Hayatta kalma çabası ile kayalıklara tırmandım, Biraz dinlenip kendime gelince, Çevreyi tanımak için etrafı dolaşmaya çıktım. Gide,gide bir ormana düştü yolum. Bir zaman sonra ; Rüzgarlar esti ağaçların sararan yapraklarını savurdu, Yağmurlar yağdı, Oda acı,acı çarptı damlalarını yüzüme, Bıçak gibi çizercesine. Bu arada bende durmaksızın yola devam ediyorum. Birde baktım ki kar yağmaya başladı. Öylede güzel yağıyordu ki kar. Bembeyaz, tertemiz. İndiği yeri beyaza boyuyordu sanki. A.aa.aaaaaaaaaa!birdi ne göreyim yerde bir anahtar. Hem de!! Kardan bir anahtar. Anahtarı alıp biraz daha ilerledim, Karşımda buzdan bir saray duruyor. Kardan anahtar ile buzdan sarayın kapısını açıp içeri girdim. Her yer ışıl,ışıl,her şey buzdandı,duvarlar,eşyalar, Hatta insanlar bile,yalnız insanlar kırağı tutmuş gibiydi. Ben yanlarına yaklaşınca insanları saran kırağı tabakası çözüldü, Parladı yüzleri buzdan insanların. Sevindim, ellerini tuttum eridiler birer,birer. Yine yalnızdım ,oturdum ağladım. Ağladım işte! Gözümden akan yaşlar buz sarayının duvarlarını da eritti. Yavaş,yavaş buzsarayı da çöktü. Bir su birikintisi oldu,sonrada buhar olup bitti. Artık ne buzsarayı,ne buzdan insanlar,ne yağan kar,ne fırtına ,nede yağmur, Hiç birinden iz bile yoktu. Geri dönüp gideyim dedim arakamı döndüğümde; Sadece sisler içinde ,bomboş,uçsuz bucaksız bir karanlık. Dönüşte yok geriye artık. Bir boşluk ki önüm,arkam,sağım,solum,aşağısı,yukarısı göz alabildiğine. Ben neredeyim bilen var mı ? |
kultuyorum.