BİR AŞK ÇEKİP GİTMİŞTİ
Güneşin yüreğimizde battığı bir gündü,
Amansız bir acıyla savrulduğum… Solgun bir güldü ellerin, Tarçınsız bir karanfildi dudakların. Sana bakmak aşka akmak değildi artık Sende kalmak da sevdadan bihaberdi, bilemedim. Artık gideceğini bilmeliydim oysa. Duymalıydım uzaklaşan ayak seslerini Görmeliydim bir günü bitiremeden bir başka güne geçtiğimizi… Uzun, ince bir geceden Karanlık bir yolda yürüyorduk nicedir. Üzerimize gölgesi düşüyordu ayrılığın… Nereye gidiyordu bu yollar Nerede kalıyordu aşk artık Erguvanlar ağlama haklarını kullanıyor, sümbüller susuyordu. Sessiz bir umut taşıyordum oysa yüreğimde Ve ben ışıklı bir masalda yaşıyordum hala. Yoksa aşk aydınlık yüzü değil miydi yaşamımızın? Issızlığımızın son bulduğu, sonsuzluğumuza açılan kapımız değil miydi aşk? O kadar yalnız ve o kadar sensizdim ki… Bitmiştik, aslında biliyordum Anlıyordum, bir yangının artık küle döndüğünü Gittiğini, ve yittiğini artık biliyordum oysa… Bir aşk çekip gitmişti, yazık Bir damla gözyaşı, Bir salkım hüzün, bir tutam acıyı da dökmüştü eteklerinden. Ve ben kendimle bir başımaydım artık… Yalnızlığımda aşksızlığına lanet okuyordum Bir aşk çekip gitmişti Ve ben hala umutsuzca papatya fallarına bakıyordum. Zeki bey o eski radyomuzdan “Bekledim geleceksin ömre bedel an gibi Eridim için için eriyen zaman gibi…” diyordu. Ve ben bıraktığın yerde gelecekmişsin gibi hala inatla seni bekliyordum. |