Eyvahım vardıGide gide vardım yar konağına Dedim ki; canımın felâhı vardı Beni hasret koydun gül yanağına Dilimin üstünde eyvahı vardı Gönül efkârımız böyle değildi Ne oldu başımız böyle eğildi Sanki üzerime dağlar yığıldı Gözümün kan kusan sabahı vardı Her sabah gözlerim ateşte dondu Elimin üstüne hasretin kondu Sanki kulağıma fermân okundu Ah ettim sesimin günahı vardı Gece saçlarını yıldız öperdi Sesine bülbüller beste yapardı Ud’umun telini kimler kopardı Gönlümün hüzzâmı segâhı vardı Çevirdi başını gözleri pınar “Ah etme sevdiğim ciğerim yanar Bizi bilmeyenler gör nasıl kınar Sensiz dudağımın münâhı vardı “Her gece düşümde düşüm kanardı Saçımın üstüne baykuş konardı Gözlerim çekilir yere inerdi Kala kala derdin ikrâhı vardı” Dedi; “Kerem eyle bu cana şahım Senden başkasına uzanmaz râhım Var mı yüreğinden başka penâhım Yokken hasretinin semâhı vardı” Dedim; yollarına kurban olduğum Garip Makberî’ye dermân bildiğim Arayı arayı zorla bulduğum Yolumda feleğin silahı vardı _______________Makberî |