EY AŞK, ÇEK ELİNİ BENDEN
Sıradan iklimlerin ölü yüzleri,
Yüzlerce bağnaz ve sırnaşık duygunun Sanrılarla çevrili sessizliği. Pür neşe, koruk düşler Nezdinde barınan kör tuzak O sessizlik ki; Ölümü çağrıştıran. Savrulun ey insan denen canlı Kolaysa yıkın onca arsız sanrıyı. Yeter tek bir kıvılcım Yeter tek bir bakışı Yanıp, yok olmaya yüz tutmuş O bitimsiz duyguların. Gerin çarmıha aşkı Gerin ki arşa ersin başı Ey, aşk çek elini benden Cennetimi cehenneme çeviren. Çoğuldan tekile varmış Kıdemli sancılar Sürgün düştüğüm o adam Varla yok arası Ne zaman elimi uzatsam Asla dokunamam. Serçe parmağıma konmuş Bir damla yaş Nicedir tuttuğum yas. Korkular dipsiz Sevdalar öksüz Âşıklar değil midir korkusuz… Tılsımı o büyülü bakışın Nicedir sığındığım Can yoldaşım. Yine de yalnızım ve terk edilmiş Gönül ki çoktan hicap etmiş. Sımsıcak bir temmuzun ilk yarısı Eşkıya sevdaların Emsalsiz telaşı. Sür git dünya denen düzenek Düşleri gömdüm en dibe Ellerimle tek tek. Tezahürü olabildiğince yılgın Haşmeti sürerken O emsalsiz sırrın. Bir ben çoktan geçmiş kendinden Kuş uçmaz kervan geçmez Sadece sen geçtin o gönülden. |