HANGİ AYRILIK BU
hangi ayrılıktır bu resmini çizemediğim
bu kadar yakınken ırak kalmak yakınlığına kokun geliyor uzaklardan şimdi meltem rüzgarlarının saçlarına takılarak buruk bir tebessüm bırakıyor yüzüme geçmişin hatırasına sahip çıkarak varlığının aksine vefa timsali sanki sarıp sarmalıyor yüreğimi yakıp kanatarak gittin beni mahşerimle baş başa bıraktın gittin gittin beni vefasızlığına kul köle ettin ah be soysuzum hiç mi başın düşmemişti bağrıma hangi silgiyle sildin hiç mi değmemişti şefkat dolu bir busem yanağına hiçbir şey sonsuz değil hiç kimse de kalıcı değil şafağı sulayan ölüm eli kulağında sen bakma kafa kağıdında yazılı olanlara aslı ölümlü yazar senin de benimde gerçek kimliğim orda göründüğüm şekle kanma gülen gözlerime bakıp yanılma aslında bir hiç cismim tenha sokaklarında dolaşırken şehrin isyanın gözyaşlarını silmek şimdi tek işim ah be umursamazım yakışır mı vefasızlık insan olana yakışır mı doğduğu toprağı doyduğu kapıyı sarıldığı insanı ısındığı kucağı hatırlamamak insan olana şimdi ben sana ne söyliyeyim yanarken içerim için için nasıl isyan eder nasıl ah ederim gök kubbeye varırken hicranım nazım niyazım sana nasıl nasıl ulaşmaz bu cılız sesim ah be vefasız vurmaz mı bir gün eylül alazı sana da o vakit nadim olmak feryat figan ne fayda salınacak elbet bir gün gökyüzünde garip sahipsiz ipsiz bir uçurtma bu kadar yakın olup da uzak kalmak hangi ayrılıktır bu resmini çizemediğim 29.09.2014 ferhan erdoğan |
gönül sesinin
saygılarımlasınız