Geceye dökülür nal sesleri
tek hece dilimdeki
içimde su sesi arayan kuyu
çığlıklar
bağırtılar
feryatlar
bu aşk kan kokuyor ALim

Burası neresi ?
Kim di buralı olan ?
Ya buralı olmayan ?
Buralı değildir mi demek ?
Kimdi O ?

Bulutlara kat çıktım bugün
Ve rüyâlar

Ağaç
ıhlamur !!
Dallarını uzattı bana
Kokusu burnumda .

Yol !!
Karar bulmuştu
Karar yoldu
Dil kıvam demekti

Şimdi sıra onundu
Zaman evvelin içinde
Göz bu hiç yatışmayacak
Kendisi gibi talan ustası kalemıyle geldi
Vakurla geçti ,kağıdın başına
Arşiv katibi dergâhın oğlu
Ne nefes
Ne de nefs terbiyesine aldırmadan
Başladı yazmaya
Harf kararına aldırmadan

Yol !!
Karar bulmuştu
Karar yoldu
Dil kıvam demekti
Bellediği mısra oldu

Mektebi olur çöl ,aşıklara
Kendisiyle başbaşa bir vaha
Kaç sır açıklanacak daha
Kaç niyet daha çekilecek aşka
Imamesiz tespih çeker mısra
Çeker eksik

Zaman evvel içinde
Aşk-ı hiç bitmeyecek sandık biz
Çünkü insandık
Aceleci
Ve umutsuz..
Kaygılarla yanan iki kandil gibiydik

Emanet kaderi değer değmez göynüme
Heyecan sarsıntıları başladı Çatırdamaya

Dağlar emaneti kaldıramaz yükün ağırlığı altında beli bükmüşlerdi

Gurbet
Yeni ve uzun bir yol
Neler öğretti
Neler ezber ettirdin bana
Uçuruma yaslandım
Çöl kuyularında sabahladım
Gaıplık Dersanesi oldu
Mısra
Kıştı çölün kışı
Gecenın ayazı
Gündüzün ateşi arasında
Yerle gök kadar ara

Ya benı unutmuşlarsa ?

Hava soğudu
Keşke yakacak kadar ateşimiz olsaydı
Yoksa Çöl
Bir tek benım içimden geçenmi?

Nece bekleyişden sonra
Bu aşk kan kokuyor Alim..!

Kan ağlarken yüreğim
Uyumuşum uyanmıştım
Geceyle gündüz
Hayatla ölüm
Yer le gök
Birbirinden ayrı olurmu ?
Birbirinden ne kadar ayrı olabılır ?
O sonsuz Med Cezirde

Umut Uçurumun kenarı
o tehlikeli yerdeki bekleyiş
en büyük ızdırap.

Çölün ortasında zamanın efendisi
Hızır olsun Mektubun bana
Menkibeni esırgeme benden
On bir kuşun izındeyim
Bır elimde hayat diğerinde Memat
Her gece doğurduğum ikizler
Umudum
çarşaflar kefen oldu
Sabır .Kalbın yol ağzı
Sabır ;İstemekten alıkoyan
Kemendi oldu

......
misra mumcu