2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1993
Okunma
’Ruhunu ütüsüz ve buruşuk gezdirmeyi sevdiğinden hiç bir zaman düzgün bir insan olamadı’(didem madak)
dersin beni sorarlarsa şayet bir şairin dilinden.
Saçları dağınıktı, masası, kitapları, kalemleri, kelimeleri
ve o dağınıklığında mutluydu...
Güzel yanı nedir bilir misin dağınıklığın
her an sevdiğin renkteki kaleminle ummaddığın anda burun buruna gelir mutlu olursun,
sevdiğin bi eşyanın varlığını hayat karmaşasında unutup
dağınıklıkta yeniden keşfeder yine mutlu olursun.
Toplu yerlere insan uğramamış gibidir ya hiç,
hayat durmuş gibi
dağınıklik parmak izlerini taşır oysa birilerinin.
Bu yüzden ben senden sonra dağınık bıraktım
içerimi, dolabımı, masamı ...
masamda kalemine rastlarım belki,
dolabımda resmine,
belki de birgün içerimdeki sana
bilirsin bayılırım hoş tesadüflere
ve bu ara öyle ihtiyacım var ki onlara...
En dağınık yanımda kelimelerim
o yüzden her rüzgarda şiir olur sana çarpalar,
farketmem o kargaşada uçtuklarını...
Dağınık kalmalıyım
en azından sana rastlayana kadar
içerimdeki dağınıklıkta,
sonrasını sen zaten toplarsın...
(Hazal)
5.0
100% (7)