KAYIP
Denizin gökle birleştiği noktaya baktı. Elini gölge edip gözüne.
Ne bir kuş ne bir tekne . Yeşil otların üstüne uzandı sırtüstü. Kollarını yana açtı. Derinliğine baktı puslu ama güneşli göğün. “Atlas “ gibi sırtladığını düşündü dünyayı. Gülümsedi. Bir arı kondu eline ürperdi. Ama korkmadı. Nefes nefeseydi arı yürüdü elinde bir iki adım. Uçtu gitti, gezdiği yerde sarı tozlar bıraktı. İnceledi elinde kalan tozları. Hayatın ta kendisi dedi,hayat elimde. Kır çiçeklerine ben hayatım diye seslendi. Mor,kırmızı kır çiçekleri onaylarcasına rüzgarda sallandı. Rüzgarın serinliğiyle birleşen güneşin sıcaklığı tatlı bir rehavet vermişti. Gözleri kapandı daldı. Güneşin batışına bir mızrak boyu kalmıştı. Ürpererek uyandı. Doğruldu,bir güzel kızıllık kaplamıştı ortalığı. Denize baktı,uzakta oynaşan martıları gördü. Sesleri gelmiyordu ama neşeli olduklarını uçuşlarının kıvraklığından anladı. Acıktı.Ama dayanmalıydı. Dayandı da. Ta ki ufukta belli belirsiz bir karaltı görene dek. Kızıllığın yoğun olduğu ufuk çizgisine yakın yere baktı,baktı. Yüzünde bir heyecan dalgalandı. Denize doğru koşar adımlarla gitti. Ortalık kararmaya başlamıştı. Yağdanlığı çıkarıp heybesinden kandilin yanmakta olan ölgün alevine yağ döktü. Alev harladı ,ortalık daha ışıldadı. Sahildeki çalı,çırpıyı topladı. Yanan kandili arasına sokarak tutuşturdu. Sahili sıcak bir çıtırtı sardı. Tekne yanaştığında açlık ve susuzluktan mecali tükenmişti. Şimdi mutluydu .Emin ellerdeydi. Açlığı tıka basa doyurulmuştu. Bir testi suyu içmişti bir nefeste. Kıpırdayacak hali kalmamıştı. Güvertede oturdu.Önünde yanan kandiliyle. Dalgaların bordaya çarpma sesinden başka ses duymuyordu. Güven miydi,başarı mıydı huzur muydu Yüzündeki bu gülümsemenin nedeni. Aldırmadı. Yıldızlara daldı. Güvertede koşuşturan gölgelere baktı. Bakarken gözleri kapandı. Denizcilerden biri örttü üstüne küçük bir çulu. M.NARMAN |