0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
844
Okunma
Hüznümün gözünü sildim, bırakmadı şiirlerle buluşmamı
Bir yan tutabileceğim bir yan doğuramadım ayak izlerine
Kırgınlık sarıp işgal ederken senli yanları,
Yüreğimdeki tomurcuklarım filizkıranlara tutulur,
Gecenin karanlığında el ayak uyurken, döşeğimin yanı, yüreğim gibi uyanık kalır.
Ben senli yanları sensiz ısıtamam, ağlar, elimi tutar karanlık, ışığımı kırdığın zaman.
Senin avuçlarında ki ateşin zerresi yoktur karanlığın elinde
Ölü gibi ne soğuk yalnızlık
Oysa biz senle gecelere baharı doğurturduk,
Şafağın koynunda nur topu gibi sevdaları olurdu günün,
Hele akşam kızıllığında, dudağı kızılcıktan kırmızı saçlı kızlarımız olurdu.
Ben kızların çeyizini örerdim bana ektiğin tohumlardan
Bak oy, bak bir ah, daha tohumluk
Hüznüne ekilip yeşerecek dudaklarım arasında
Gözünden öpülüp, yüreği okşanacak bu bahar senli yanların
Kucağını kaybetmiş bir çocuğun gözünden geliyor bu çığlık
Bu ağlayan karanlık düştüğü kuyudan nasıl çıkar bilinmez
Bu kent gözlerinden aşkı çiğneyip yutmuşken
Sevdalar doğurmuşken mevsimlere
Bir yutkunurum ki artık
Gırtlağım da elmas olur kalır bütün heveslerim.
Bu mevsimin kucağına dönüp gözüne sabahı vermeyince gidişine karanlık
Bu çılgınca esen çığlık hangi sonbahar
Hangi gecenin peydahı hangi gün kazanmıştım bu istemsiz günahı
Bu acı kundağına doymamış aşkın sancısı
Ardına yetişmeye uğraşan bir dudak bir emzik
Karanlığına eğreti bir yalnızlık
Bu kent sana sarılıp sevişirken, işgal altında bırakır sıcağını,
Senli yanların rahmine bir tohum düşürüyor
Bu gelen yalnızlık
Bu mevsimin adı karanlık, boy atıyor sensizlik
Hasadını kırlangıçlar yüreğimden topluyor, gagasında bir acı, kanıma batıyor.
Bu kent sensizliğin karanlığına boğuluyor gel tut yakala
Ben ne yapsam boş
Bilirsin nadasta toprak yeni tohuma hazırlanır
Bu biçilmez karanlığı gel sen ekip biç
Ben becerip bu kentten seni toplayıp kaldıramadım
Bu kanadı kırılmış kuşun kanadını sarsakta
Yüreği parçalanmış
Bak bir ah
Bak bin of
Ne yapsak boş
Sen en iyisi mi?
Bu kentten yağmurları topla git
Bu yüreğe mevsim ekmek boş
Ben kurağında çatlarken
Ben sensizliğin koynundan çıkıp alnında öpemedim ayrılığı
Bu mevsim bu karanlık ben kaç kez öldüm
Sen gel kaldır, senli yanları benden