......SIRYA....Aylardan eylül idi, sonbahardı, Günlerden pazartesi , yağmurluydu hava, Dalmıştım yağmura, hızla yere çarpışlarına, Vurduğu yeri derinleştiriyor, adeta deşiyor toprağı... yağmurlu havalarda hep bir pencere hevesi bende, dilek ağacı sevdası, Seni gördüm bi an, mezarlığa doğru hızla ilerliyodun, Tenine çarpan yağmurlar arasında uzaklaşıyordun benden, çıktım ardına, Yağmur gibi hızlıydın, nefes nefese kaldım korkular saplanıyordu canıma... Dilek ağacının yanında gördüm, adımlarım hızlanıyordu geliyorum canım sana, Yağmur şiddetli vuruyordu, yavaşlamış ve terlemiştim kalbimde bir sızı, Ama işte tam o an, büyük bir gök gürültüsü sanki kalbimden koptu, Gök yarıldı sandım yıldırım çaktı, sen dilek ağacına elveda der gibi yığıldın yere karşımda... Aman Allahım, Yıldırım nikahı düşünürdük hep, ölümü değil SIRYAM Ölümü değil, Arkadan kalabalık sesler yaklaşıyor, uyan artık SIRYAM uyan, Nereye geliyor ömrüm bu insanlar, düğünümüze daha var SIRYAM hadi uyan, Kına gecemize geleceklerdi SIRYAM, Cenazeye değil ne olur uyan... Ahh eylül, Aldın canımı, yıldırımla vurdun kaybettim Sıryamı, Gelinlikle hayalini kuruyordum, kefen yakışmıyor Sıryam’a Canıma, Ahh eylül, Dilek ağacı bile yas tuttu sanki, renglerini çalıp siyaha bürüdü kendini, Yapraklarından tekini düşürdü Sıryamın avucuna... Tam o an bir kuş konmuş pencereme, kapıyı kırasıya çalan biri, Yağmur dinmişti, hemen koştum kapıya, Eylül yine yapmıştı yapacağını, kapamıştı kilidimi, Kapıyı açtım müthiş bir gök kuşağı, sanki kapımı çalanın ordan doğarcasına sinercesine cana, Ah eylül ah, neyse girdik içeri, Sıkı sıkı sarıldım canıma, titredi sesim hoş geldin Sırya..... |
dilerim kurgudur dedim .yoksa dayanılmaz bir acıdır gerçekse .
tebrikler selam ile .