arafperdeleriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiir sözcüklerden büyü yapma sanatıysa-
Bu onlarca şiirdeki imgelerin toplamıdır aslında tek tek seçilmiş ve harf harf dizilmiş- bazı şairler tek şiir bazıları tek mısrayla kalırlar sonraya hesabıyla- -Araf kitaplarda perde mi duvar mı sur mu tam olarak ne olduğu çevrilemeyen bir yer- oradaki insanların en büyük özelliği ise insanların yüzlerine bakınca cehennemlik mi cennetlik mi olduklarını bilmeleri- ah bir de Dante var tabi bütün şair ve filozofları Araf da resmeden - bu gibi nedenlerden bu şiir ve ismi: ARAFPERDELERİ keyfiniz ve coşkunuz bol olsun
1.
yongalardan sonraya bir şey kalmamış kaypak figür figan geçmişimde gezindim yoklama tamam yaşanmışlıklarımı yaşanmamışlıklarıyla sınadım insanların araftayım 2. budama mevsiminde aşkın kendine kusmuş bir geceyim gün ışığına tutsak bir hece şaraba ve aşka bulanmış bir ülke dalları yaprakları gövdesine ağır geçmiş ağacı istemek ağacı özlemek sabır 3. sessizlik istiyorum düş yıkıntılarının ardından gülümseyen dudaklarıma nefes gibi değen geceye biliyorum şiir eski bir alışkanlıktır hikayelerin evlerine döndükleri gündelik yıkıntıların ardında sabırla tanışmamış çocuk gülüşler düşüşü nasılsın-lar kadar uzak mesafeler giyinir sözcükleri yağmur sonrası sessizlik istiyorum uçurum kanatlı yüzlerin gömüldüğü kan ve toprağa değen yağmuru tenimde biliyorum şiir eski bir alışkanlıktır yalandan duraklarda bekleyen nereye gideceğini bilemeyen 4. sonrası eksik başlangıçlar soluyorum asılı duran ıslaklıklara temiz bir çarşaf yastık bir dost evi uykusu diliyorum uzak bir şehir gölgesi anlamlara galip galiba-ların sarhoşluğunda bir ara gibiyim oysa andan ana seken boşluğun şeffaf dokunuşu tenimde telleri rüzgarda bir kemanım gözlerinde süslenmiş bir sokak kadar parlak kalkıp gitmenin cam kırıkları yürüyüşlerimde 5. zaman ki en büyük yalanıdır insanın akıyor ve sözcükler ki sayfalarda siyah ve beyaz renklerin çıplaklığı kanıyor dünya dünyam benim akıl hastanem bir manzara istiyorum düşlerim için bir manzara Allah’a ısmarlıyorum tüm şarkıları çağırıyorum tüm şiirleri tüm düşünceleri tüm coşkuları ey yeryüzünün tanrıları uçurumlar uçmak içindir düşmekten yorulanlara anlattıkça eskir bazı anılar dağılır yürüyüşler cam kırıklarına tenimdeki rüzgarı çoğaltır artık her şey sonralarınızı alınız düşlerinizi alınız gerçeklerinizi sözcüklerinizi alınız öncelerinizi tüm ölüleri çağırıyorum tüm ruhları tüm kıyametleri ey yer yüzünün tanrıları uçurtmalar yalnızca uçurtma değildir Afganistan’da Ölümlü olmanın bilgisidir yaşanınca geçer her şey yalnızca 6. her kalp bir Vivaldi kaybolur akar zamanın çöplüğünde başı boş birkaç düş sevgi sahi neydi? istem ve istenç arası inanmak ve duymak sonrası dilsiz gece seyri bahar ağrısı tekrarın göreceliği sanrın sanrım sanrı Bir bahar akşamı üşümesi neydi? iki sözcük ötede duran mutluluk felçli bir baba şefkati şimdi sevgi sevgili hayırsız bir evlat uzaktaki 7. bulut bulut tanrısızlığım yakınsan mercek uzaksak acı karanlık ayrımında Diyojen uykusunda renk değiştiriyor gün avuçlarımda küller için küller için Islık! 8. sokakları avutuyorum adımlarımla sözcüklerin karasını avuçluyorum bir çocuğun bakışından ‘seni özledim’ lere geçiyorum sonrayı kanatan mecazcılarla konuşuyorum önceye varan düşüncelerden düşüyorum düşlere göm beni daha derine bulutlarım kayıp yağmurlarım saklı ruhuna döşediğim mayınların yerini unuttum teninin doğusunda gözlerinin batısında belleğim zaman mekân bilincim sarhoşluğum şehir şehir dağılıyorum kalbinin mezarlığında yaşamak şiirin sağrısında tepeden tırnağa alkol kokmak birazda 9. ben ki benden bene geçmiş sonrası yok mevsimler edinmişim sessizliğe sözcükler yakıştırmışım da karga geceye düşmüş ay ışığı salmışım rüzgâra elleri ceplerinde yürüyüşü çocuk sınanmış sıvanmış sızmışım 10. kaç sokak geçer yalnızlığım ellerin ellerimde kaybolduğunda aksini çizer mi zamanla rüzgar susuyorsa bedenin konuşarak ezberlediklerinden duyarak ezberlediklerine dönüşen gökyüzünün avuçlarından yağmurlar aldım susuzluğuma negatifleri kayıp suretlerden geçtim yanımda uyuyan çıplaklıklara bakıp bakıp neden masum uyuyanlar bilemedim uçurumlarda rüzgarlar biledim kanatlara sözcüklerden yongaları savurdum sonraya işte al bu senin resmin 11. geçip gitmenin gecesine boşluğa kaç anı sığar kaç anı sığar ölümün defterine duman duman sarhoşluklardan bulut bulut yürüyüşlerden öpüşlerden ne kalır geriye ? 12. hüznüm mavi mor yıldız seyrim eski bir defter yağmura çoğalıyorum içinde gri bulutlar yalnızlığında yosun kalarak yalınayak çıplak kanayarak duyuyor musun kuşun kanadındaki rüzgar teninde gün bakışımlı mavi açılır kapıları sonsuzluğun an be an tekrarlar rüya hissi yaratır aynı sokak aynı şehir uyuyor musun? 13. uydurma uykulardan uyaklar oyunu satır satır harf harf psikolojik profili bozuk umutlara kuruldu zaman bölüm bir sayfa iki umudun umursamaz halleri rahat uyu sevdam bu başka mevki 14. Düşlerim çocuk olmayacak dualara âmin ve sözcüklerden yollar bulutlara asılı kalbim kapa gözlerini derin bir nefes al geceye gece iki heceli bir yer sadece 15. kendini kendine gömen çöl seyyahları düşçüler oyuncak satıcıları sonrasız acı öncesiz boşluk zaman aşımı bütün olma çabaları gitsem mazi gelsem yenilgi -Kaypak figür figan- Misafir tedirginliği hangi rengi öper ki? “ey uğultular ve görüntüler” yaratan gri dizeler üstü çöktüm titriyor her yan de ki uçurumun dibi yakın kanatlarının seyriyle de ki korkusuzsun iste, sahip değilsin diye hiçbir şeye de ki ölüm bu ölüm işte ayna kağıda düştü sözcükler buğuya insanlaştı eşya eşyalaştı insan uyuyacak yer göster tanrı yorgun bıraktıklarına ve söyle ’kim söndürdü ışıkları? sen mi gece mi?‘ Hikaye bitti Hikaye bitti şimdi şiir zamansız bir ömrün sefaleti 16. perdelerini açtı dünya monolog diyaloglardan analog sevişmelere tiradını unutmuş bir aşk sahnede ’serbest vezin sembolik şizofreni’ çıplak ayaklı bir yol yol üstü diyojenli mazi 17. ’bana düşlerini kiralar mısın abi? ’ anlamsız anlatmalar mazeret kabul etmez gerçekler Anka uykuları bir aşk kaç gece eder ki? çemberine düştüm cıgaranın ezidi bir kadının ellerinde donuyor dünyamda düşlerinde kaldıklarım dönüyorum Mevlana’m dönüyorum dünyam kadınlarım ölü doğmuş çocuklarım benim Nirvana şarkıları uzak mutluluklarım başka tanrıların unuttuğu zamanlarım anıllarım sen öp beni içine al sakla harf harf yorgunum ölüyorum dünyanın dört bir yerinde bin hayattan geldim bin sevdadan arta kaldım karanlığım 18. inzivası umursamaların keskin kesif tanrısal bir emir tenim rehin ruhum rehin büyüsü kaybolan aşklara yemin istemlerden istençlere tükendim 19. gidenlerin çarmıhında seyir akrep yelkovan sessizliği gözlerindeki nehir yol ver bana bana düş daha daha 20. gitmenin alacasına tutunan suskunluk zamansızlığın gizemli dokunuşu el etek çekmiş bir düş hayattan kefene girmiş masumiyet fahişesi dahası dahası darası derin düşünceler sarkık yüzler mekanik dokunuşlar hissetmenin günümüz dünyası hali ey sözcüklerden sözcüklere düşen düş ben nerdeyim ne yapıyorum-lardan nerden geldim nereye gidiyorum-lara savruluyorum yıllardır duvar duvar çarpıyor suratıma hayat tanrıdan bıktım insanlardan çocukken oynadığımız oyunlar gibi değil dövülüp uyutulmuş öğütleri öğütmüş sövülmüş dünya 21. üşüyorum öfkemden duyuyor musun? coşkumu yitirdim her şey şah her yer mat 22. aşkın yaz sıcağında düş üşümeleri sesime değen tenler denizin tuzu rakının susuzluğunu dindirme çabaları alaturka sabahlar bak adreslerini şaşırdım anıların çıkmaz sokaklar şarkılar yüzünü unuttum aynalarda bak el sallıyor deniz feneri kapıları kapat perdeleri çek yalnızlığım her şey bir ölüm merasimi 23. sibernetik kavgası insanlığın şizofren solumalar ayrıntılar tüneli nötr coşku kurgusal denklemler an dan soyutlanma çağrısı ahuramazda ahuramazda zamanın tespihi dağıldı acı alkol özüm düş ’fısıldayan sözcüklerdir fırtınayı getiren’ bilendim olmayan yan kaybolan an Yüzün yüzüm Elin elim bilendim şimdi sözcüklerden bastonlar yapıyorum elif lam mim Şoreş Haki -bu şiirin 10 yıldan fazla süren düzenleme işlemi bitmiştir. |
offf dedim offf okurken ...hayat tıpkı anlatıldığı gibisin işte...böylesi acımasız, anlaşılmaz, kalabalık ve karanlık ; kaybolup gittim şiirin içinde...uzaklara çoooooooooook uzaklara gittim öyle çok süreklidi ki özelden genele, oradan evrensele ... savaşlar, kadınlar, çocuklar, insan.. dünya ... daha nicesi ..
duygular, olmuşlar, olacaklar, paranoyala...lar lar lar ..... bir okuma yetmeyecek biliyorum.Tekrar okuyacağım baştan sona.
Gönülden tebrik ederim değerli gönül emeğinizi.Etkili ve vurgun bir eserdi.Saygı yüklü selam ile.