RUHUMDAKİ GÜL
Gel gör ki,
Nesli tükenmiş türbeler gibiyim Alaca karanlıkla birlikte Devriye gezer yarasa kuşları Bir cığlık kopar mezar taşımda Bir cığlık ki ağlatır karanlığı... Silkinir o an tabiat, Yağmur gelir gök delinmişcesine Kemiklerim ıslanırken Ruhum sen geldin sanır, seni bekler Yanardağların ateşiyle Kök salarım toprağın derinliğinden Ne varsa üzerimi saran Otlar, zamansız düşen yapraklar Göçe kalkışır birer birer... Ve işte o zaman Gül olup açar saldığım kök Çıplak kabrimin üstünde... Öyle bir gül ki Kokusunu teninden alan Yanaklarından rengini... |
Begenerek okudum.
😀