Gel Ki Gözümüz Aydın Olsun
Sensizlik şehrinin tek sokağı
Girdikçe izime döndüğüm Adı: ÇIKMAZ! Aşka, Huzura, Vahdete Çıkmaz.. Vazgeçtim.. Çıkışı olmayan Yollarında gülsüz dikenler serpili Issız ve sisli Aydınlatmasız sokaklarda seni aramaktan Pili tükenmekte olan cılız bir fenerle Can sunmayan birkaç nefesle. Dönüyorum mahcup ve yorgun Dönüyorum pişman. Senden koptuğum noktaya Sana bağlanmaya müştak Kördüğümce... Acıdı kalbimin seven yanı, Kırıklara batmaktan Giderek büyüyor kırgın yanı Deryam sandığım kuyulara dalıp Bulanmaktan... Suç ben de mi Yoksa sana benzeyenlerde mi? Gülüşüyle düşünüşüyle Hele yakan susuşları... Hepsinde senden bir hâl Ama sen değil Eksik, tam değil. Güneşimi perdeleyen ışıkcıkların ateşine atıyorum -Çaresizce- Yanmaya meftun naif yüreğimi. Lakin, yakamıyor Isıtmıyor / ışıtmıyor Benim olmayan ateşleri.. Karanlığa d/üşüyorum bir daha Gözlerinden uzağa Güneşimden uzağa... Ah seraplar! İlkin serinlik Kavuruyor ardından. Uzaktan nasıl da sana benziyorlar. Birinde gözün, birinde sözün var. Ama hiçbiri tam değil Hiçbiri sen değil Hiçbiri Beni benden alıcı Seni bana verici değil... Sen bana ben sana saklı Hak dileyinceye dek.. İlk, Ervah-ı ezelde açmışlar yüzünü seyrime İlk bakış, ilk yakış... Sonra asırlar süren bir ayrılık.. Pişmiş bir sevda Taşmış bir kalp Yitik bir yâr Hadsiz bir özlem Nihayetine hasret bir elem... Vaslına muhtacım! Yüzün silik hatrımda Olsun Kalbine âşinâyım... Beyaz ipekler içinde sunulacağım gün O gün Işığımla aydın olsun gözlerin diye Karanlıkta kalacağım bugün.. Bilmez misin ki sabrımın azlığını, sevgimin çokluğunu.. Ömür dedikleri üç gün Biri meçhul, ikisi hüzün Gel artık! Gel ki; gözümüz aydın olsun!... //Yağmur ol gel demiyorum.Gel, yağmur ol!// |