MERDİVEN
Kırk yıl oldu seninle tanışalı değil mi merdiven?
Şükredelim mi Mevla’ya bizi bu günlere erdiren? Benim için ölüm senin için depremdi en büyük tehdit, Yaratana inandık kaybolmadı yüreğimizdeki tevhit. Can yoldaşımla el ele girmiştik kapıdan heyecanla, Seninle o gün tanışmıştık boşluğun zayıf ışığında. Çok geçmeden sana dayanamaz oldu evimin direği, Bin bir zorlukla taşırken karnında atan minik yüreği. Yıllarca boşluğunda yankılandı yavrumun kahkahaları, İşte yine başladı can yoldaşımın ahlayıp vah lamaları. Kuzum da koştu kahkaha attı mermer basamaklarında, Her yukarı çıkışta arkada kalan çürük yumurta. Yaa merdiven şimdi hatırladın mı mutlu mesut maziyi? Başka var mı acaba hak eden benimki gibi bir yazıyı? Önce aslanım uçup gitti yuvadan üniversiteye, Arkasından kuzum da kanatlandı yine aynı hikaye. Daha da dönmediler düğünler bayramlar vuslat, Onlar da çabuk geçiyor, gözler yine nemli, yine ıslak. Yıllar oldu aldı cennetine evimin direğini ulu Rab, İşte ondan sonra oldu evim yuvam büsbütün harap. Dile gel hadi anlat ikinci kattaki kırık basamak, Nasılmış böyle kanatsız kolsuz kalıp yaşamak. Ne kapımı çalan kaldı ne halimi hatırımı soran, Öğrendim, ekmeğe en güzel katıkmış bir baş soğan. Yazık solmuş eski fotoğraflar da duvarda, İşte en sona ben kaldım çürük yumurta. Anladım ki bahar yaz geçmiş vakit artık hazan, Bulunur belki hayrına benim de kabrimi kazan. Ya Rab bitir artık bu azabı beni de koysunlar musallaya, Müezzin çağırsın namazıma cemaati, başlasın salaya. Metni 13 Kasım 2013-İZMİR |
Hoş geldin aramıza...