ÖLÜM MAVİLİKSE, SENSİZLİK KARANLIK
Öylece oturuyorum, uçurumun bir köşesinde
Ayaklarımın altındaki mavilik ölüm, Başımın üstündeki mavilikse, sonsuzluk. Arada kalkıyorum, oturduğum yerden, Geliyorum, kalbinin kapısına Karşı kaldırımdaki loş lambanın altında Bekliyorum, gözlerim bir saniye bile Saate değmeden saatlerce. Sonra aylarca Mevsimi geliyor, yanıyorum sıcaktan, Mevsimi geliyor, donuyorum kara kıştan. Islanıyorum, yağmurda Kendi suyumla filizleniyorum. Şimdi sen söyle Gelebiliyor muyum, kalbinden içeri? Parlıyor mu, tepemdeki lamba Sahne ışığı misali? Yoksa görünüyor mu, yine Uçurumun yolları? Sesleniyorum, sana Buraya gelmeden önce Oturuyordum, uçurumun bir köşesinde Ayaklarımın altındaki mavilik, ölüm Başımın üstündeki mavilikse, sonsuzluktu. Daha öncede gelmiştim sana Şimdi yine buradayım. İçimdeki sonsuz ölümle, Başım, ayağım karanlıklar içinde... |