SONBAHAR
Mevsim sonbahardı.
Koca gövdeli, tunç yapraklı yaşlı ağacın altında, Tahtalarının bir kısmı kırılmış bankın kalan kısmı ise, Şahit olduğu anılara bir yenisini ekliyordu. Koca ağaç yıllarca yaptığı gibi dallarını sarkıtmış, Bankın üzerinde hayal dünyasına dalan kadını dinliyordu. Kadının hayalini bozmamak için Tahta bank gıcırdamıyor, Koca ağaçta ise, Esen tatlı rüzgara rağmen yaprak bile kımıldamıyordu. Yerdeki rengarenk yaprakların her biri, Banktaki kadını, hatıradan hatıraya götürüyordu. Kadın ağaçlardaki kuşların bağrışmalarını bile duymuyor, İçinde, dışardan duyulsa, koca kayaları bile param parça edecek çığlıklar kopuyordu. Kadının bu sessiz çığlıklarını hisseden gökyüzü, ağlamaya başladı. Koca ağaç ebedi dostunun başını omzuna aldı, gözyaşlarını yapraklarında toplamaya başladı. Sonunda o da fazla dayanamayıp, Bir damla gözyaşını yaprağından kadının yanağına bırakıverdi. Kadın yerinden sıçrayarak hafifçe mırıldandı. “Bedenin bırakıp gitmiş olsa da, ruhun burada benimle, biliyorum” Ve kadın, tahtaları kırılmış bankın kalan kısmına yeni bir anı bırakarak uzaklaştı. Gökyüzü sustu, koca ağaç sarkıttığı dallarını toparlayarak derin bir sessizliğe büründü… Birkan Onat |
masal dünyasını sessizce çığlığa dönüştürmek
saygılar