Erzurum Berberi
Tatlı bir rüyadayım
Gözlerimin önünde Kırk yıl önceye sarılmış Siyah beyaz bir film Yedi tepeli şehrin Parke taşlarla kaplı Rıhtım Caddesi’ndeyim Karşımda iki katlı ahşap ev Küçük beyaz tabelayı okuyorum “Erzurum Berberi” Kapıda kısık sesiyle Sakıp Amcam Dudağının yan ucunda bir kırmızı samsun Seyrediyor camekandaki yavrularını Pembe dudaklı, ak bıyıklı Tavşanlarını Yan kapıyı çalıyorum Açıldı kapı işte Yeşil gözleri, beyaz dişleriyle Gülümsüyor Kamuran Yenge Ağır ağır çıkıyorum Gıcırdayan tahta merdivenleri Oturuyorum pencerenin dibine Selam veriyorum martılara Ellerimi sallıyorum Sarı beyaz renkli bacasından Mavi göğe kara imzasını bırakan Turan Emeksiz’e Ve daha uzakta Sivri, gri kuleleri Gökyüzünü yırtan Kara katarların sıcak yuvası Büyük Haydarpaşa Bir selam da sana Altın renginle daima parılda Film biter “Son” yazar büyük beyaz perdeye Ve ben uyanırım o tatlı uykudan Sakıp Amca yoktur artık Dozerler altında çatırdar İki katlı Erzurum Berberi Altında son nefesleri Duyulur pembe dudaklı Ak bıyıklı tavşanların “Yüzen otel”dir şimdi Asil, vakur Turan Emeksiz Halka kapalı, sosyeteye açıktır Kaptan köşkü aşk odası Yolcu koltukları gömme banyo, jakuzidir Ve güvertede çatal bıçak sesleri Havyarlar, şampanyalar Şen şakrak kahkahalar |