Kızamadım zor geldi bana
Selam verdim, gittim oturdum bir sandalyeye
Biri hoş geldin dedi, kalktı geldi yanıma Çay içtik kahve içtik, başladık bir sohbete, Bir baktım herkes gelmiş, yazık oldu parama. Fakir neyse’ de, zengin’ de vardı içlerinde Deste, deste paralar olur’ da, ceplerinde Bir bardak çay ısmarlamazlar, hiçbir fakire Mezar görsün boş’ mu diye bakarlar mezara. Dost bilmez ahbap ne bilmez kendi haliyle Nedense yaşar durur bu gibiler evinde Belki para ister diye, konuşmazlar kimseyle Dost meclisinde çok kez sarılırlar yalana. Neyse oturduk, birkaç laf ettik onlarla Bazen siyasetten bazen yokluktan çoklukla Laf lafı açtı baktım duyan gelmiş yanıma Ve herkes gitti, hesap ödemek kaldı bana. Bir de, canımı sıkan bir şey oldu otururken Demesin’ mi bir adam, sen’ de kimsin kalkarken Oysa ben kendimden bahsetmiştim, çay içerken Kızmak istedim kızamadım zor geldi bana. Ne zormuş meğersem cahile laf anlatması Her sözün altın olsa, sanır laf salatası Bilmez’ ki düşünmez’ ki o, kendi çam yarması O köyünün muhtarına inanmış bir defa. Neyse masadan kalkma vakti geldi nihayet Öğrendim’ ki halk içinde, kötüydü vaziyet Bir günde dinledim, onlardan bol, bol şikâyet Kalksam’ da yine de üzüldüm, halkın adına. 03 Ağustos 2014-08-03 Ahmet Yüksel Şanlı er Antalya |