OLAMADIM...
Artık gidiyorsun Şehr-i Ramazan
Doya doya sende kalamadım ben! Sahurda iftarda başkaydı ezan O’ndan güzel seda bulamadım ben!... Bilmem neden acep kabım mı dardı? Yoksa masivadan engel mi vardı? Şimdi giderayak bir telaş sardı, Gani gani sevap dolamadım ben!... Kardeşimde varken sefalet açlık Hiç eksik olmadı cebimde harçlık Ne kıtlığı gördüm ne de muhtaçlık Tabağın dibini yalamadım ben!... Tekmil edemedim amel bohçamı Dünya kelamına yordum lehçemi Tevbe yağmuruyla günah bahçemi Her hal yeterince sulamadım ben!... Mazlum Filistin’im girdi düşüme Acılar ok olup battı döşüme Sanmayın böylesi geldi işime; Bir sıcak çorbayı salamadım ben!... Ne fetvalar duydum aklım şaşırdım Mürşidimle karlı dağlar aşırdım Yetmiş iki fırka olsa taşırdım, Ayrılıkçı tam tam çalamadım ben!... Kimi biner iken kutsal bineğe Kimi hala secde eder ineğe Çağdaş Firavun’lar gelsin sineğe(!) Demekten kendimi alamadım ben!... Ahmed-i Mahmutla başlayıp kelam Muhammed Mustafa salat-u selam Ki O’nun nurundan halk oldu alem O’nun gibi mü’min olamadım ben!... Bir yolda yürürüm Nakşibend ile Tehlil, zikir, hatme ve de hamd ile Ahiret azığım sardım mendile Şükür ki, şükürsüz kalamadım ben!... ...... Hakkın helal eyle Şehr-i Ramazan Layıkıyla sende ol/amadım ben!... Bulem hatun, 25/7/2014, La-mekan... |
Candan kutladım.