Çağ atladık
Yolda yürürken ,yalın ayak.
Güneş gözlerini kamaştırırcasına tüm ihtişamıyla parlıyordu. İçinden gelen fenalığa,dur diyordu. Bir adım daha gücüm tükenme. Yol kenarındaki kediye ilişti gözü Yemeğe çalıştığı ciğer parçasına Şanslısın dedi içinden gülümsedi son kez ve zorla gülümser gibi Yorgun ve açtı,günlerdir sıcak bir şey geçmemişti boğazından Dilenci sanıp para verenler olmuş ama o haram diye almamıştı Ölüm böyle gelecekse kabulüm diyordu Bir çeşme gördü su içti ve olduğu yere yığılıp kaldı Önce kimse ilgilenmedi numara yapıyor sandı ,öyle çoktu ki öyleleri İnsanların inancı kalmamıştı Köşede duran simitçi fark etti geldi yanına sarstı olmadı Ambulans çağırdılar, doktor ölmüş sanırım açlıktan dedi Simitçi onu hatırlamıştı ,iki gündür gelip simitleri izler gidermiş Kahretmiş kendine neden sormamıştı karnın aç mı diye. Gökdelenlerin olduğu,ziyafet sofralarının kurulduğu. Yemeklerin çöpe atıldığı bu metropol şehirde Yine biri açlıktan ölüyordu |