Tecallayı cemalinden gül ateş, bülbül ateşNereye baksam, divanına dursam, el açsam Ruhumun hicran damlaları, durmadan akar Kalbim bilinmeyen lahzada hikmetine dalar Can yanar, gönül ağlar, hissiyat çağlar, yakar Gönül sırrına duçar olmalı, ruhum ayılmalı Ömürde bulamadığım aşk, hakkı anlatmalı Akıl, izan, irade, vicdan ecri rızana kanmalı Ruh ahdinde durmalı, hal hakikatle yanmalı Arz niye kan ağlıyor, kul insanlıktan çıkıyor Akıl, izan şaşırıyor, nefsanilik sınır tanımıyor Her zalim zulmederken bizzat hakikati biliyor Mazlum millet yalnızca sana sığınıp yakarıyor Nevbahar’ı neyleyim, her vakit zemherideyim Zulmün kol gezdiği cihanı söyle nasıl seveyim Mazlumun, mağdurun ahını kimlere söyleyim Miskin köşemde niyaz mı edeyim canı vereyim Ümmeti Muhammed kasten parçalara bölündü Tekebbür ehli kendi içimizden ki insanla ödeşti Dünya sıfatı ve payesi için onu ruhundan geçirdi Milletin başına tasallut etti, âlem kulluğuna geçti Aşk halime çok yabancı, sevdası zavallı bir hancı Dünya adına safa süren densizden ruhum davacı Ey acı, dinmeyen sızı gözden sessizce akan bu yaşı Ne vakit dindirecek, inşirah, sürur zerk edeceksin Mustafa Cilasun |