DOST BİLDİKLERİMLE HASBİHALBilmemki aziz dostlar, söze nereden başlasam. İçim yanar yıllardır, söyleyemem bir türlü. İçilen şu çay ile, kendimide haşlasam. Sohbetimin üstüne, olurmu acep türlü. Yıllardır arkadaşız, ben nerde hata ettim. Çıkıp biri desinki, bende bileyim bittim. Her kimi yarı Yolda, bırakıp öyle gittim. Bunu bilmek öğrenmek, herhalde benim hakkım. ********* Nihayet biri çıktı, izah etti açımı. Teşekür ettim ona, beyazlattı saçımı. Gösterdi boyum kaçtır, taktı elmas taçımı. Bu sayede öğrendim, davamdaki suçumu. ********* Sen dedi hiç kimseyi, hiç bir yerde ekmedin. Sen dedi bizim gibi, halay çekip sekmedin. Sen dedi bizim gibi, ölü eti yemedin. Çıkıp da bir gün bende, beraberim demedin. Sen düpedüz davayı, yaşayıp yaşatmağa, Kalktınki! bunu neden, yaptın sen bize ağa. Ot olup bizim gibi, uymadın yeni çağa. Bize çok enğel oldun, hep sarıldın bayrağa. Seni içimizden hep, söküpte atabilmek. Hayli bir zaman aldı, kırata binebilmek. Pilanlı proğramlı, hep hareket ederek. Niyetimiz inanki, Seni buradan silmek. Davaya bir şey olsa, hep içten soluyorsun. Sanki canın acıdı, kurt gibi uluyorsun. Bize ne Azeriden, bize ne Türkmenden. Birde bize manalı , manalı soruyorsun. Ağzımızın tadıyla, maçlara bakamıyoruz. Doğru düzgün şurada, ayak yapamıyoruz. Teşkilatı satıpda, cepe atamıyoruz. Ve yahutta yerine, kahve açamıyoruz. Eğerki içimizde, sende olmak istersen. Başımızda baş tacı, başkan kalmak istersen. Dikkat et sözlerine, davadan dem vurma hiç. Anladıysan bunları, başka bir yol göster sen. ********* Yağmur gibi yağdırdı, ben böyle söyleyince. Dolu dizğin döktürdü, sallayıp eleyince. Yollarımız ayrılmış, ben davamı sevince. Takdir ettim dostumu, söyledim efendice. ********* Böyle kutsal davaya, ben gönlümü vermişim. Şeytana uyupta hiç, günaha gireremiyim. Ben bu dava uğruna, şu ömrümü vermişim. Şeytana uyupta hiç, yanlış bir şey dermiyim. Büyük Turan uğrunda, tatlı serden geçmişim. Sizlere uyupta ben, kardeş eti yermiyim. En şerefli davayı, kendime yol seçmişim. Mal makam mevki için, ortamı gerermiyim. Yirmi yıllık emeğim, Allah içindi on’lar. Yiyin için ey dostlar, bir gün gelir bu an’lar. Azaların sussada, konuşacak iç don’lar. Akibetin hayrola, Tevhidle bitsin son’lar. Garbın şafaklarından, güneş doğdu doğacak. Kanımız aksada hep, zafer Türkün olacak. 12/07/2003 Ali Dere (Derebey |
Hep Senin Yüzünden Oldu
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşlarıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakiler’in sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. “Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş” deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden “Sizin yüzünüzden oldu!” der. ‘Türkeş, “Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel” der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve “Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!” cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: “Aynı soydanmışız” der. : 02.04.2014 Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
Derleyen: Mustafa Alper Tunga UYTUN - Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
.............................. Saygı ve Selamlar...