UzakKilometrelerin hesabını yapmak, Karanlık otobüs camlarında Yabancı ağızların sevda muhabbetinde, İçimdeki kor`u alevleyen özlem. Siz diyor muavin; " ne içersiniz " Acaba kahve tadında bir ayrılık mı almalıyım, Yoksa hasretin çay tiryakiliğine, devam mı etmeli Belki de colanın garip şehvetine bırakmalıyım düşünmeyi Yok iyisimi; " Sadece su yeterli. sağol. " Su elimde, dağlar gözlerimi hapsediyor, Hepsinin ardında sen varsın biliyorum, Yüreğimdeki kısa mesajlarını okuyorum, Cebim kapalı ama kulaklarımda sesin var. Güvenlik çıkışı yazıyor, gökyüzünün önündeki camda Şimdi cam kırılsa, gökyüzünün güvenli kanatları beni saracak derken, "Gazetenizi okuyabilir miyim ?" diyor yabancı Merak ediyorum yüz ifadesini, olumsuz cevap versem mi. "Tabi. " bir tebessümün yakıştığı en kısa cümle. Yol çizgilerine baktıkça , Hayatın fragmanı gözlerimin önünden geçiyor, En çok da güldüğün kısımları, tekrar başa alıyorum. Reklâm giriyor sonra "otobüsümüz yarım saat ihtiyaç..." Oysa bilmiyorlar benim ihtiyacım sensin ve yarım saat yetmiyor. Soğuk ve güneşli yayla havası Masamda iki eski dost; sigaram ve ince belli çay bardağı. Herkes bir köşede, sigara dumanıyla tüketiyor zamanı Otobüs kalkmak üzere ve telefonlara düşen son kelimeler Kalkmalıyım ve almayım bitmeyen yolcuklarda yerimi İşte ayrılıyoruz bu yayla havasından da Kanıma bulaşıyor seyahat tutkusu gittikçe Korkuyorum, artık bir yerde sabit kalmaktan İçimden dualar okuyorum, eğer bir son varsa seninle olsun diye. Bileti kesilmiş yolculukların, sıradan insanlarıyız Yol, üstünden geçtiğimiz gri asfalt değil; zaman Ve rota da alınyazısı Bu yolculukların neyini seviyorum biliyor musun; Sonunda, ayrılıkta var vuslatta Söylediği gibi bir şair’ in : "Gitmekte var serde kalmakta." Lacivert. |
süresi belirsiz bir hasretin koynuna düşüvermişken yine...