AŞK BELKİ DE BÖYLE GÜZELDİR...
Tarihin ağarmış saçlarını görmüşüm ben,
zamanın dem vurmuş yalnızlığında konaklıyorum. Oysa , senin demlediğin bir demlik çayı, yıldızların bize gülümsediği bir gecede onları izleyerek içebilirdik. Sonra gülümseyen yıldızların gözlerimize yansımış tebessümü ile bakardık birbirimize. Gecenin sessiz ve yalnız halini birbirimize sarılarak utandırabilirdik. Cümlelerin kafasını kırardık sabahlara dek. Sonra cümlelerin baygın halini not ederdik yarınlarımıza. Birbirimizin hayalini değil de geleceğin hayalini kurardık birlikte. Mesela, sen mızıkçılık yapardın evimizin perdeleri kırmızı olsun diye. Bende mavi olsun derdim. Aşkı ve özgürlüğü birleştirirdik. Yine seni beyaz sayfalara yazardım mavi kalemimle. Özgürce severdim seni, her saniye değil de ömrümün yettiği her salisede severdim uzun uzun. Ama biliyorum ki; sabaha gözlerimi açtığımda yine sen olmayacaksın yanımda. Tarihin ağarmış saçlarını değil bu sefer talihin kel kafasını bile görebilirim yeter ki yanımda ol. talihin kafasına saç ekeriz birlikte deli falan sanma beni lütfen manyağım ben. Sensizliğin senli olma umutlarından öpüyorum. Hoşça kal… Tamer YİĞİT |